Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk değil, sevgi değil, başka bir şey bu Hiçbir şey koyamam ki bunun yerine
Sevgi, düşünceden kaynaklanan bir istem değil. Sadece beynimizle değil tüm psikolojik varlığımızla ilgili. Duyarlılığın, sevme becerisinin gelişebilmesi için, insanın düşünme yeteneğinin birazcık sessiz kalması, ne düşündüğüne değil ne hissettigine odaklanılabilmesi gerekiyor.
Reklam
Duyarlı bir insan için sevgi, karşı cinsten birine yönelik hisler toplamı değil, çevremizdeki her şeye her an yönelebilen genel bir yaşam ilkesidir. Sevgi ancak duyarlılık varsa, içimizde dünyaya bir açıklık varsa doğabilir; yaşamımıza canlılık, coşku ve mutluluk katışından anlarız onun geldiğini. Gerçeği, dünyaya duyarlı bir algılama ile kavradığımızda, orada kendimiz için birçok güzellik keşfederiz. Hayatın ayrıntılarını, dünyanın muhteşem güzelliğini, estetiğini görürüz. Duyarlılık sayesinde hayat içimize dolar. Dünyanın, insanların, canlıların muhteşem güzelliklerine baktıkça gözlerimizin, içimizin de güzelleştiğini hissederiz. Âşık insanın, sevdiğini dünyalar güzeli mertebesine çıkarmasındaki estetik zarafetin sırrı, sevme becerisinin sağlad ğı duyarlılıktadır.
Sevme becerisinin oluşup gelişmesinde yaşamın ilk yılı çok önemli. Bebeğin çevresine temel güven içinde olabilmesi için öncelikle annesinin kucağında sevginin sıcaklığını, gözlerinde onaylanmanın, takdir edilmenin ışıltısını hissetmesi gerekli. Bir sevgi ve kabul edilme ortamında büyüyen, sevgi sayesinde çevresine güvenen bir bebek, kendini açabilir, karşılık beklemeden sevgi ışınlarını yayabilir. Sadece insanlara değil, tüm doğaya, hayvanlara, çiçeklere de sevgi verebilir; dünyaya açabilir duyularını. Ama sadece onların istediği gibi olduğu takdirde ihtiyaçları karşılanan, sevgiden yoksun bırakılmakla tehdit edilen bir ortamda büyürse çevresine güvenmez, anne babasından korkarsa, kendini açmaya cesaret edemez, kendisini geri çeker, davranışlarında vefa değil hesapçılık egemen olur. Çaresizlikten, çevresinin sevgisini kazanabilmek için her şeyi yapabilecek hâle gelir. Başkalarının onu yönlendirmesine ses çıkarmaz.
Anne-bebek ilişkisi, anne karnında ve yaşamın ilk yıllarında tam bir bağımlılık ilişkisidir. Sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin temeli, çocuğun büyüyüp geliştikçe özgürleşmesi ve en nihayet bağımlılığın bağlılığa dönüşmesidir. Bağlılık, aşkın değil tüm insan ilişkilerinin genel ilkesidir. Özellikle kendimizi yakın hissettiğimiz, arkadaşlığımızı, dostluğumuzu sürdürmek istediğimiz insanlardan belli ölçülerde bağlılık da bekleriz. Ama her insan, bağımlılıktan bağlılığa geçiş sürecini tam olarak sağlıklı bir biçimde ilerletemiyor. Bazılarında bağımlılıktan kaynaklanan öz güvensizlik ve karşısındakine dayanma, yapışma ihtiyacı hep sürüyor. Bu tip insanlar, ilk buldukları sevgi nesnesine öyle bir bağlanıyorlar ki, onlar da, onları görenler de bu kimseleri sırılsıklam âşık sanıyorlar. Bunları gören bazı psikoloji teorisyenleri de aşkın psikolojisinin kişinin kendi kendisine yetememekten kaynaklandıgını ciddi ciddi yazabiliyorlar. Oysa elbette bağlılık hissi olmadan aşk olmaz ama bağlılığın ve sıkıca bağlanmanın aşkla doğrudan bir ilişkisi yok.
Doyurucu bir cinsel yaşantı elbette önemlidir ama tüm sorunların hele hele ilişki sorunlarının çözümünde pek de işe yarar değildir. İnsanı susuz bıraktığınızda bir süre sonra su onun için temel nesne hâline gelir ama susuzluğunu giderir gidermez hayatın yakıcı gerçekliği, kaldığı yerden yine kendisini hissettirecektir. Kaldı ki, cinselliğin su gibi temel bir ihtiyaç olup olmadığı da tartışmalıdır. Kişi aynı yatağı paylaştığı kişiden nefret etse de cinsel doyumun mümkün olabileceği bilinmektedir. Bu yüzden cinselliğin sevgiye değil de sevginin cinselliğe temel oluşturduğu, sevgi olmadan cinsel sorunların çözülemeyeceği, sevgisiz cinselliğin kuru ve yavan olacağı, sevginin cinsel yaşamı güzelleştirip zenginleştireceği daha doğrudur.
Reklam
"Gerçekten sevilirseniz şüpheye düşmezsiniz. Sevgi; endişeyi, meraka, özlemeyi barındırır içinde. Gerçekten sevildiğinizde; ne kalbinizde boşluk hissederseniz, ne de sırtınızı yaslarken düşeceğim korkusu. Birinin gönlüne hoş gelmekle, birinin gönlünde yer etmek aynı şeyler değil."
Altın değil ki al at kenara değerlensin:))
Sevgi, aşk,özlenmek,bunlar talep edilmez. Sen talep ettiğin için değil, birileri vermek istediği için alırsın alacağın varsa. Kalbin arz -talep dengesi piyasalarınkine benzemiyor.
"Özgürlük kurşunlanıyor. 'Öldürme' hakkı en önde gelen hak bu ülkede. Tembellik erdem olmuş. Milliyetçilik suç. Muhafazakarlık bir tarih hatası. Tanrı otuz yaşın üstünde. Genç olmak tek din. 'Ah-lak' kirli ayaklardan farksız, işe burun kıvırma moda. 'Aşk' penisilin almayı gerektiren bir hastalık. Evde annenin yüreği kan ağlarkan bitli ve çıplak bir oğlana çiçek uzatmak 'Aşk'. Sevgi yabancılar için, aile için değil.
“Ama önemi yoktu, hayat da aynılık ve farklılık arasında gidip gelen bir salıncak değil miydi zaten? Dünyanın düzeni de bu ilkeye göre sürmüyor muydu? Önemli olan şey aşktı, sevgiydi. Kevok da buna inanıyordu; aşk ve sevgi en paslı kilitleri bile açabilirdi... Aşk ve sevgi; bütün dünyanın en eşsiz saflığı...”
Sayfa 151
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.