Aforizmalar Halil Cibran ile tanışma kitabım oldu. Şunu söyleyerek başlamak isterim. Aforizma, özleyiş anlamına gelen bir kelime. Çok yakın zamanda Kafka'nın da Aforizmalar'ını okumuş orada araştırma fırsatı bulmuştum.
Eser Halil Cibran hakkında bir bilgilendirme ile başlıyor. Öyle birkaç sayfadan oluşan bir anlatım değil, uzun, ayrıntılı bir
"Gerçek sevgi, koşulsuz bir adanmışlıktır, hakir görülmeyi önemsememektir, sorgusuz sualsiz itaat etmektir, kendi aklına ve tüm dünyaya karşı gelerek tüm kalbini ve ruhunu celladına vermektir - tıpkı benim yaptığım gibi!"
Basit bir Türkçe dersi yapalım mı? Fiiller anlamlarına göre 3'e ayrılır. Bunlar iş, durum, oluş fiilleridir. İş ve durum fiillerini birbirinden ayırmak için cümlede nesneye bakarız. Basit formülü fiilin başına "onu" getirip mantıklı olup olmadığına karar vermektir. Örneğin onu yazmak diyebildiğimiz için yazmak fiili iş, onu yatmak diyemediğimiz için yatmak durumdur. Sevmek dışında duygu belirten fiillerin hemen hepsi durumdur. Zıddı kabul edebileceğimiz nefret etmek dahi bir nesneye bağlı değildir. Onu gülmek, onu ağlamak, onu korkmak diyemeyiz. Sevmek nesnesinden bağımsız görünse de yani elmanın bizi sevmesi gerekmiyorsa da varlığı yadsınamaz. SEVMEK İŞTİR. Bir insanın bedeniyle, kalbiyle, ruhuyla, aklıyla yapacağı işlerin en büyüğüdür. Dolayısıyla çoğu zaman kondisyon gerektirir. Herkesin harcı değildir. Bugünkü dersimiz bu kadar çıkmak için zili beklememize gerek yok.
“Gerçek sevgi, koşulsuz bir adanmışlıktır, hakir görülmeyi önemsememektir, sorgusuz sualsiz itaat etmektir, kendi aklına ve tüm dünyaya karşı gelerek tüm kalbini ve ruhunu celladına vermektir - tıpkı benim yaptığım gibi.” (s.347)
Miss Havisham’ın çarpıcı fakat sonuna kadar yanlış olduğunu düşündüğüm sözleriyle başlıyorum incelememe. Çünkü ana