Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim.
Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket cıgara.
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
"Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz."
İlk gençliğinde bu romanı okuduğunda beğenmiş ama bu kitabın niçin gençler arasında bir intihar salgınına yol açtığını anlayamamıştı.Oysa şimdi anlıyordu. Demek ki romanın derin anlamını kavramak için sırılsıklam aşık olmak gerekiyordu.Artık kendisi o durumdaydı. Günün ve gecenin her anında Nadia vardı. Okulda ders verirken onu düşünüyor, keman çalarken onun yüzünü hayal ediyor, her gece yatağa "İyi geceler sevgilim" diyerek giriyor ,sabah "Günaydın Nadia "diye kalkıyor , onsuz geçen her anını güçlükle katlanılması gereken kayıp saatler olarak görüyordu.
"Doğum günün kutlu olsun sevgilim," dedi.
"Aaa," dedim. Sahi, doğum günümdü. Doğum günlerimde korkacak ya da üzülecek kadar yaşlanmamıştım, daha çok vardı o zamana, ama bir yıl daha geçmişti, yıllar hep geçip gidiyordu.