Ilık bahar rüzgârı yüzlerine vururken uzun bir süre hiçbir şey konuşmadan sadece çaylarını içip Boğaz'ı seyretmeye daldılar. Biriyle böyle uzun uzun karşılıklı sessizce oturup bundan da bir rahatsızlık duymamak dostluğun bir göstergesi olsa gerek diye düşündü Profesör bir ara. Şevket onun aklından geçenleri okumuşçasına gülümsedi. "Sadece huzur içinde varolabilmek ne kadar güç, değil mi Profesör?"