Mısırlı gençten kalemi kuvvetli bir öğretmen olan Seyyid Kutub'un, kaleminin gücünü kırmak için herkesin hayallerinden bir hayal olan Amerika'ya gönderme gibi bir kapıyı açar ülkenin ileri (!) gelen yöneticileri.
Bundan maksat, herkesin kapıldığı Amerika cazibesine Seyyid Kutub'un da kapılıp bir süre sonra kişiliğinin yitikleşmesi ve silinmesidir. Bu sadece onların tahayyüllerinden ibarettir, çünkü aksi cereyan eder.
Seyyid Kutub Amerika'ya seyahatinin başladığı andan itibaren bir Müslüman Şuuru ile hareket eder ve burada süren iki yıllık yaşamını çeşitli yazılarla bizlere ulaştırır. Bu emeklerindeki gaye, Amerika'ya karşı bizlere yapılan reklamları, yanlış algıları kırmaktır ki bunda başarılı olmuştur.
1940'lardan bugünlere değişen bir şeyin olmamış olması Seyyid Kutub'un haklılığını ve bizlerin ne denli derin bir uykuda olduğumuzu göstermektedir.
Emek ve hizmetlerinden ötürü Cenâb-ı Hakk kendisinden razı ve memnun olsun, bizleri de Müslümanlık Ahlakı ve Müslümanlık Şuuru üzerine, âgâh kılsın.