Muazzez Akkaya(94): "Cemal benimle gelip konuşmaya hiç çalışmadı. Hangimiz daha ileride olursak, diğeri bir şeyinden vazgeçecek diye iddiaya girmişler. Onun sonucu soy isminden bir harfi attığı doğru. Bu olay olduğunda Mülkiye'nin kafesinde oturuyorduk. Arkadaşlarım yanlarında Sezai Karakoç'la gelmişti. Sonra diğerleri kalkıp gidince, Sezai Karakoç'la benim masada kaldığım anı görünce Cemal Süreya, soy isminden bir harfi sildirmiş."
Ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı
Artık gün ve sıra avcınındır
Kuşların özrünü bile dinlemenin vakti geçmiştir
Çok geç ah çok geç
Bir kere o silâhı doğrultmuştur
Ve o silâh doludur
Ve o silah omuzdadır
Ve hedefte bir kuş vardır
Ve el tetiktedir
Bir kuş vuruldu
Sayfa 114 - Diriliş Yayınları, Av EdebiyatıKitabı okuyor
Avcı tüfeğini yöneltmiş avcı vurma bu kuşu
Bu rengi bozma bu düzeni değiştirme
Bu altın tüyler kan görmesin
Seni evde beklerken çocuklar
Onun da yuvasında bekleyen yavruları var
Tüfeğini yere çevir
Bu ölüme ancak yer dayanır
Bu ölümü ancak yer kabul eder
Bu ses göklere uygun ve ayarlı
Üstünde kuş uçmayan ağaçları düşün
Sayfa 111 - Diriliş Yayınları, Av EdebiyatıKitabı okuyor
Kaç aç varsa hepsi ben
Kaç hasta varsa hepsi ben
Kaç liman önlerinde dönen
İşsiz hamal hepsi ben
Kaç aşktan ters yüz edilmiş
Aşık varsa hepsi ben
Bütün çiçeklerle donanıp
Bütün insanlarla ölen
Sezai Karakoç'un daha ısrarcı bir tavrının bulunduğunu vurgulayan Akkaya(94): "Büyüklerimizin kafamıza çiviyle çaktıkları bazı fikirler var, 'erkek yaşça büyük, hanımı ondan küçük olmalı' gibi. Annem-babam, çevremdeki herkes de böyleydi. Sezai Karakoç da benden 1-2 yaş kadar küçüktü, benim için ilk handikap oydu zaten. Bu nedenle ihtimalini bile düşünmedim çünkü kafamda yaş konusu yerleşmişti."