Tüm insanların karşısına geçip saatlerce ağlamak istiyorum. Bizi bu hale siz getirdiniz diye bağıra bağıra her dilde derdimi anlatmak istiyorum.
Kadınları ezdiklerini, hayvanları öldürdüklerini, çocukların umutlarını ellerinden aldıklarını yüzlerine vurmak istiyorum. Yaşamaktan vazgeçen her insan adına haykırmak istiyorum. Kestikleri her ağaçtan, kopardıkları her çiçekten utansınlar istiyorum. Kırdıkları kalpler onları rahat bırakmasın istiyorum.
Çok şey istiyorum ama hiçbirini yapamıyorum.
Bir süredir aktif değildim, yeni görüyorum yorumunuzu. Bilgilendirme için çok teşekkür ederim. Ulaşamadım paylaşıma sanırım silinmiş. Fikir ve emek hırsızlığıını kendine yakıştıran biri adına üzgün olmaktan başka da yapılabilecek bir şey yok.
On üç rakamının uğursuz olduğu inancı kadar yaygın olmaya devam eden ve dikkate alınan bir batıl inanca zor rastlanır: Günümüzde yüksek binalar on üçüncü katı olmadan inşa edilir, uçakların nadiren on üçüncü sırası olur, kapısının üstünde on üç rakamı bulunan bir otel odası bulmak ise epey güçtür. Bu rakama karşı güvensizliğimizin kaynağı çoğunlukla Kitabı Mukaddes'tedir: Son akşam yemeğinde, İsa Peygamber havarilerine aralarından birinin ona ihanet edeceğini söylediğinde masada on üç kişi kişilerdi ve Yahuda yemeğe katılan on üçüncü konuktu. (Bkz. 13. Cuma)
Film ismi vermeyim spoiler olmasın.. Bir film izlemiștim; Kore filmiydi. Filmin sonunda katil bulunamıyordu.. Ama yönetmen öyle final yapmıștı kı, hem izleyici hem de Bașkarakter șoka uğruyordu.. Bu sahne: Polis, küçük bir kızı, katilin ilk cinayetini ișlediği alanda gezinirken bulur.. Ve ona sorar burada ne arıyorsun? Küçük kız yanît verir: O da buralarda dolanırdı. Onunla sohbet etmiștik. Polis sorar kim bu nasıl biriydi? Küçük kız aniden: "Sıradan bir tipi vardı". Vee polis olduğu yere kapanır.