Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evrenimiz bir sabun köpüğü kadar mı?
Sicim kuramı kaç tane evrenin var olduğunu öngörmektedir? Sicim kuramının yüz kızartıcı bir özelliği, her biri görelilik ve kuantum kuramı ile uyumlu trilyonlar kere trilyonlarca olası evrenin var olmasıdır. Tahminlerden birine göre böyle evrenlerden bir googol kadar var olabilir. (Bir googol, 1 rakamı ve arkasında 100 adet sıfır demektir).
Sayfa 268 - ODTÜ Yayıncılık.
...süper sicim kuramı Büyük Patlamaya çok daha şiddetli bir patlamanın, on boyutlu evrenin dört boyutlu bir evrene dönüşmesinin yan ürünü gözü ile bakmaktadır.
Sayfa 149 - ODTÜ Yayınları
Reklam
Üç boyutlu uzayların neden özel olduklarını bilmememize rağmen, nasıl özel olduklarını sorabiliriz. Nasıl oluyor da evren altında yatan uzayzaman daha fazlasını içerirken yalnızca üç boyutluymuş gibi gözükebiliyor?.. Eğer sicim kuramı doğayı tanımlamanın doğru yoluysa ve uzayın dokuz boyutu (ve ek olarak bir de zaman boyutu) varsa, kaybolan altı uzaysal boyuta ne oldu? Neden görünür değiller?
Sayfa 50
Sicim kuramı çok farklıdır. Benzersiz ve esnek olmayan kuramsal bir yapıdır. Mikrodünyanın bütün özellikleri, kuramın açıklama gücünün dahilindedir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Kara deliklerin hayli beklenmedik ve incelikli bir biçimde anlaşılması sayesinde sicim kuramı kara delikler ile temel parçacıklar arasında kuramsal olarak sağlam ilk bağlantıyı sunmuştur.
Sayfa 387Kitabı okudu
Süper sicim kuramı, bizi inanılmaz bir şekilde zamanın başlangıcına, Dünya'daki bütün kuvvetlerin mükemmel bir şekilde simetrik olduğu ve tek bir ana süper kuvvet halinde birleşmiş olduğu bir döneme geri götürmektedir. Süper sicim kuramı, var oluşumuzun merkezinde yer alan fakat bütün insan deneyimlerini aşan olaylara ilişkin soruların yanıtlarını verebilecektir.Şaşılacak bir şey, fakat evrenimizin başlangıçta tahmin ettiğimizden çok daha basit olduğunu anlamaktayız. Bir bakımdan, dönüp dolaşıp aynı yere geri dönmekteyiz. Newton'dan önceki zamanlarda bilim insanları evrenin mükemmel bir düzene ve yapıya sahip olduğuna inanmaktaydı. Bununla beraber, 1800'lü yıllarda göreliliğin ve kuantum mekaniğinin doğuşuna giden kargaşa nedeniyle fizik, düzensiz ve karmakarışık bir görüntü veriyordu. Şimdi başlangıçtaki görüşümüze düzenli bir evrene geri dönüyormuşuz gibi görünmekte, çok daha yüksek, daha gelişmiş bir düzlemde olsa da.
Sayfa 224 - ODTÜ Yayınları
Reklam
"Süper sicim kuramı, Büyük Patlamadan önce neler olduğunu inanılmaz bir şekilde öngörmektedir. Süper sicimlere bakılacak olursa, başlangıçta evren günümüzdeki gibi dört boyutlu (üç uzay boyutu ve bir zaman boyutu) değil, on boyutluydu. Bununla beraber, on boyutlu evren, kararsız oluşu nedeniyle iki parçaya "kırıldı", dört boyutlu küçük bir evren, evrenin geri kalanından ayrıldı."
Sayfa 13 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
418 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"Bu kitap çoğunlukla karmaşık tasarım problemine çözüm olarak evrim hakkında; Paley'in kutsal bir saatçinin varlığını ispatladığını düşündüğü fenomenin gerçek açıklamasını oluşturan evrim hakkında." (S:297) Paley; kitabında evrenin kesinlikle bir saat tasarımcısının tasarımına benzer bir şekilde, kusursuz olarak tasarlandığını ifade
Kör Saatçi
Kör SaatçiRichard Dawkins · Tübitak Yayınları · 20101,240 okunma
Her şeyin kuramı için ilk ciddi öneri yaklaşık M.Ö. 500 yıllarına, Yunanlı Pisagorcuların müziğin matematiksel yasalarının şifresini çözmüş olduğu kabul edilen yıllara kadar uzanır. Pisagorcular, lir telinin titreşimlerini incelemek suretiyle müziğin çok basit matematik kurallarına uyduğunu gösterdiler. Sonra, doğanın tamamının lir telinin armonileriyle açıklanabileceğini öne sürdüler. (Bir bakıma sicim kuramı Pisagorcuların rüyasını canlandırmaktadır.)
Sayfa 329 - Odtü Yayıncılık
Süper sicim kuramı, atom altı parçacıkların titreşen bir sicim üzerindeki notalar olarak görülebileceği fikri üzerine kuruludur.
Reklam
yorumu okurmusunuz?
M- kuramı olarak bilinen sicim kuramı: Uzay-zaman yalnızca deneyimlediğimiz dört boyutta değil, daha ziyade onbir boyuta sahip olmalıdır. Buradaki fikir söz konusu onbir boyutttan yedisinin onları fark edemeyeceğimiz kadar küçük bir uzaya bükülmüş olduğudur. Öte yandan geriye kalan dört yönse oldukça düz olan uzay-zaman dediğimiz şeydir. Eğer bu resim doğruysa dört düz yönün fazlasıyla eğik ya da bükülmüş yedi yönle karışmasını sağlamak mümkün olabilir.
Sicimler çok küçük olduklarından, yalnızca geniş, uzamış boyutlarda değil, ince ve kıvrılmış boyutlarda da titreşebilirler. Bu nedenle Kaluza ve Klein'nın yaptığı gibi, bildik, uzamış üç uzamsal boyuta ek olarak diğer altı kıvrılmış uzamsal boyutun bulunduğunu varsayıp sicim kuramının evrenimizde dokuz uzay boyutunun varlığını gerektirdiğini kabul edebiliriz. Böylece, fizikte kaydadeğer konular arasındaki yerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya görünen sicim kuramı bu tehlikeden kurtulmuş oluyor. Bunun da ötesinde, sicim kuramı Kaluza ile Klein ve onları takip edenlerin yaptıkları gibi fazladan boyutları varsaymaktan çok, bu boyutların varlığını gerektirmektedir. Sicim kuramının anlamlı olabilmesi için, evrende dokuz tane uzay boyutu ve bir de zaman boyutuyla birlikte, toplam on boyut olması gerekir.
Sayfa 245 - TübitakKitabı okudu
189 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.