Yalnızlığımda büyürdün,
İki baş soğan, biri mahmur,
Toprağı susuzluktan çatlak,
Elleri nasırlı, gözleri çakmak çakmak,
Filintasına asılı kalmış o sevda,
Retinana sürüyorum şimdi bütün herşeyi,
Yıldızları toz ediyor bakışların,
Bir yanımı kış ederken,
Diğer yanım çiçeğe duruyor,
Medetsiz bir küfür gibi duruyorsun içimde,
Ve nafile kovmak,
Gitmiyorsun hiçbir yere...
Sen değiştin, resimlerin hiç değişmedi
nasıl seviyorum bilmezsin şu albümü
resimler yalancı değil, resimler ölmüyor,
aslında acı olan şey; sevgilerin ölümü
sahte renkler yerini gölgelere bırakmış
resimlerde siyah beyaz gözlerin, dudakların
işte bak! ellerin ellerimi arıyor
resimlerde besbelli anlatamadıkların
şimdi bir çerçeveden gülümsüyorsun bana
hatırlıyor musun bu resim çekildiği günü
bakışların ne kadar duygulu, ne kadar sıcak
anlıyorum neler düşündüğünü.
bir başka resimde biraz kederlisin
hüzünlü bir şarkı dökülüyor dudağından
şimdi senden çok uzak bir şehirde
seni seyrediyorum bir albüm yaprağında
bu karanlık yoktu, bir zaman sen vardın
yaşamak cömertçe sunduğun bir ışıktı
sen değiştin, onlar hiç değişmedi
resimlerin senden vefalı çıktı
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden