Sevgili okurlar, söze nasıl başlamak gerekiyor bilmiyorum. Okumak denince, roman ya da güzel bir hikâye beliriyor hani insanın aklında. O hikâye alıp sizi götürsün istiyorsunuz ya! İşte bu kitabın icindeki her bir şiir de bambaşka diyarlara götürüyor insanı. Roman tadında okunası bir şiir kitabı.
Kelimeler şairin ruhunda yıllarca dinlenmiş, olgunlaşmış ve sayfalara dökülmüş. Her bir kelime bir başka kelime ile birleşmek için can atıyor, bir cümle içinde bir mısırdan taşan anlamlar insanı yakalıyor. Ve en önemlisi de sizi hiç yormuyor kelimeler. Öyle usul söylenmiş ki her bir kelime, okuyunca o anlam zaten yıllardır yureğinizdeymis gibi hissettiriyor. Anlamı içinize önceden işlenmiş kelimelere göz atmak düşüyor sadece.
İmgeler birbirine öyle zıt bağlanmış, zıtlıklar içinde bir halka zincir oluşmuş birbirinden ayrılmıyor.
Şairin,
"Sevgilim! Önce ölümden, sonra senden doğdum ben..".
Dediği yerde, duygular atılıyor ileri, bir an'a çarpmak istiyor; bir boşlukta bir hafif esinti olup dolmak istiyor bir anlama.
Sonra:
''Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci;
sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin!''
Dediğinde, bir an yaşadığımız dünyanın içine ativeriyor bizi. Sayısız kaybettiğimiz, sayısız kazandığımız şu yaşama tutkusuna.
Sevgili okurlar, hangi anlamlarda kaybolursunuz, bilmiyorum. Uzaklaşmak isterseniz bir an için her şeyden, düşünmeden mısralar içinde bir yolculuğa başlayabilirsiniz.
Okuyup kitabin sonuna geldiğinizde şu cümle sizin de yüreğinizden geçebilir:
"Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü"
Keyifli okumalar.