Kitaplarla Otuz Yıl Mehmet Fatih Kaya’nın, Rıhle dergisinin Ekim-Aralık 2009 tarihli 7. sayısında yayınlanan “Kitaplarla Otuz Yıl” başlıklı bir yazısını alıntılıyoruz. Kendimi bildim bileli kitapları sevdim hep. Tabir caizse, fıtrî-ıztırarî bir sevgi bu; kesbî-ihtiyarî değil. Kitabın olduğu bir evde büyüdüm. Bu, şimdi anlıyorum, ne büyük
Kuran Allah’ in insanlara hidayet ve rehber olarak indirdiği muhteşem bir kitaptır Allah hangisinin daha güzel davranışlarda bulunacağını denemek için ölümü ve hayati yaratmıştır; (O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için olumu ve hayati yarattı. O, ustun ve güçlü olandır, çok bağışlayandır
Reklam
Bir Mektup Denemesi.
Sevgili R 'ye ... Bugün şehirden ayrılalı bir hayli zaman oluyor sevgili R. Dinlenmek için geldiğim bu eski köyde havalar iyice soğuyor. Sabahları penceremin camına gelen misafirlerim, serçeler de son günlerde uğramaz oldu. Şehir gibi değil burası, akşamlar sandığımdan daha erken iniyor. Saat sekiz oldu mu birer birer sönüyor lambalar ve
Bu sözü şimdi daha iyi anlıyorum!
Tanımak hayal kırıklığı. Ne demiş şair; "fazla yakınlığın getirdiği uzaklıktayız."
Hakkımı Helal Etmiyorum
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi? Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver… Anneler olmayınca,
NEREDEN BİLECEKSİNİZ!
(Şubat Ayı Öykü Etkinliği) Taş çatlasın otuz beş yaşındayımdır. Camekandan öyle gözüküyor. Erken yıpranmış bir genç veya kendine iyi bakmış bir orta yaşlı olma ihtimalim de var. Yakışıklı değilim. İnsanın kendisine çirkin demesi öyle kolay değil de işte karanlığım biraz çirkinim. Bir şiirdendi sanki bu. Şiir falan hatırlıyorum.
Reklam
125 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.