"Gözlerim doldu yine, sensizliğin acısıyla içimi kemiriyor. Her anımda seni arıyorum, her adımda seni hissediyorum. Ayrılığın acısı, yüreğimi dağlıyor, ruhumu parçalıyor, sanki bin bir parçaya bölünmüş gibi hissediyorum.
Sen gittin, ardında bıraktığın boşluk içimi kemiriyor, adeta bir yangın gibi içimi yakıyor. Her hatıramız, her gülüşümüz, şimdi birer acı dolu anıya dönüştü. Sokaklar, mekanlar, her yer seni hatırlatıyor bana, her köşede senin izlerini arıyorum. Ve ben, sensizliğin içinde kayboluyorum, karanlıkta boğuluyorum.
Ayrılığın acısı, sözlerime sığmayan bir hüzün. İçimdeki fırtına dinmiyor, her anımız gözlerimin önünden geçiyor, sanki bir film şeridi gibi sürekli tekrarlanıyor. Ne yapmalı, nasıl unutmalı seni? Kalbim hala seninle, ruhum hala seninle, ama ellerim bomboş kaldı.
Belki de ayrılık, bize bir şeyler öğretiyor. Belki de acılarımızla büyüyoruz, hayatın bize öğrettiği en zor dersleri alıyoruz. Ama yine de, seni özlemekten kendimi alamıyorum, her an seninle geçmişe dönüyorum, her an seni hatırlıyorum.
Ayrılığın acısı, bir çığlık gibi yükseliyor içimden, göğsümde sıkışıyor, boğazımda düğümleniyor. Her an, her nefes, seni özlüyorum, seninle geçirdiğimiz her anı özlüyorum. Belki de ayrılık, bir gün yeniden buluşmak için bir umut ışığıdır, belki de bizi gerçekten anlamak için bir fırsattır. Ama şu an içimdeki acı, bütün umutlarımı tüketiyor, her şeyi sarıp sarmalıyor." diye yazacaktım ama ne güzeldir ki böyle bir hissiyatı duyacak kadar beraber olmadım sevdiğim ile. Sevdim ama sadece sevdim. Ayrılık olmadı bizde. Çünkü biz diye bir şey yoktu...