Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Belki de o, sinema yıldızı hakkında birkaç aşağılayıcı şey homurdanırdı ama kesinlikle kendisini karısı kadar gücenmiş hissetmezdi ya da her şeyden önce, karısıyla paylaştığı yatağı terk etmeyi düşünmezdi. O, karısına fiziki olarak yakın bir erkeği kıskanabilirdi, ama beyazperdedeki bir gölgeyi kıskanamazdı.”
Sayfa 105 - Say yayınlarıKitabı okuyor
Film İncelemesi
İZLEDİM - BİTTİ FİLM ADI: L'homme qui ment ( Yalan Söyleyen Adam ) YAZAR ADI: Alain Robbe-Grillet FİLM SÜRESİ: 1 SAAT 37 DAKİKA
Reklam
YAŞLI ADAM : Hayatın sahteliği üzerine bahse girebildiğim halde, neden kalpazanın kim olduğu üzerine konuşamıyorum? HİZMETÇİ : Kalpazan bir tane değil ki —kalpazan, senin dışındaki herkestir.
Sayfa 62 - Mitos Boyut ~ Pdf ~ Altıncı SahneKitabı okudu
Keder
KEDER Oyuncunun sanatı kaybedenin sanatıdır.Bebek ana rahminden çıkar çıkmaz ağlamaya başlar çünkü göbek bağı kesilmiştir.Anne sıcaklığından koparılıp buzun üzerine bırakılmıştır.Bebğin ağlaması .. işte bu ilk yenilgi ilk deneyime dair muazzam bir şoktur.Acı ilk anda kazanır ,ve acıdan kaybın verdiği keder doğar dünyasını kaybetmiş ,bununn kederini çekiyordur..Bir ütopyadan elem içinde ayrılmıştır.bebeğin ilk gülüşü bile kederden doğar.Bu toplumsal nedenleren kaynaklanan hüzün değil.Varlık'ın niahi kaybının sonucu olan bir hüzündür bu.
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dionysos'un Dönüşü___Theodoros Terzopoulos
Attis tiyatrosunun yönetmeni. Theodoros Terzopoulos Dionysos'un Dönüşü adlı kitabı taktire şayan. Sanat .Tiyatro.Sinema. Oyunculuk gibi ve bir çok konuda çok güzel bilgilerin olduğu çok güzel bir kitap kesinlikle okunmalı özellikle oyunculukla yakından ilgilenenler içiç kitap birebir bence herkesin okuması gereken bir kitap Yönetmen Theodoros
Dionysos'un Dönüşü
Dionysos'un DönüşüTheodoros Terzopoulos · Habitus Kitap · 201613 okunma
Reklam
199 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Frida'nın eşsiz hayat hikâyesi ben de dahil elbette birçok yazarın ve sinema dünyasından da birçok sanatseverin ilgisini çekecek türden.Bu beklenen bir şeydi zaten.Hakkında sayısız kitaplar yazıldı ve 5 sinema filmi ile beyaz perdede yerini aldı.Bunlardan en önemlisi ve en çok izleneni "Frida" adlı filmdir. Julie Taymor'un
Frida Kahlo
Frida KahloNazan Arısoy · Dokuz Yayınları · 20191,515 okunma
Lacan ve Sinema
Harmonica'yı görmeden önce sesini duyarız. Gelişini armonika ile duyurur. Bu ses imgesi imleyenlerin temsil edemeyeceği bir şeyi işaret eder, yani sessizliği, bizim duyamayacağınız şeyi belirten bir sesi ve kendini bu ses ile gösteren bir imkânsızlığı. Bu dilin dışında olmayan fakat kendini ses imgesinin, imleyenin imkansızlığı olarak gösteren gerçektir. Armonika, şey, das Ding, feryat veya çığlık olarak yorumlanabilir. Lacan etik üzerine olan seminerlerinde, Freud'un şey ve nesne arasındaki ayrımına göndermede bulunur. Şey kendini sözcük oluş olarak ortaya koyar ve bu gerçekliğe ilişkin ilk deneyim çığlıktır. Şey gerçektir, çocuğun çığlığıdır, yani Başka tarafından itkinin talepleri olarak yorumlanan bir talep, yani imgesel içerisinde, imleyenler zincirinde gerçeği imkansız bütünleştirme çabasıdır: asla 'o' ol mayan emziğin, memenin, temiz bir çocuk bezinin, soğuğun, yorumlamaların eksiği olarak. Lacan için şey daha ziyade hiçbir sözcüğün karşılayamadığıdır. Kesin konuşmak gerekirse Şey, sözcükle bağı olan fakat sessiz kalan veya sadece çığlık ile temsil edilen bir şeydir. Armonika, sözcüklerin eksiğine gönderme yapan veya onu işaret eden çığlıktır. Cheyenne'nin belirttiği gibi, "O konuşmaktan ziyade çalar. Ve çalmayı tercih ettiğinde, konuşur." Armonika zamansızca ortaya çıkar. Şey de bilinçdışı öznenin zamansızlığına gönderme yapar.
Sayfa 620 - Ölümle İlgili Yapılacak Bir Şey. (Sergio Leone'nin "Bir Zamanlar Batıda" Eserine Özel Bir Atıfla Freud ve Lacan'da Travma, Yineleme ve Ölüm İtkisi), Kirsten HyldgaardKitabı okuyor
Hafıza garip bir şey, rastgelelik üzerine kurulu ve aynı zamanda sömürgeci. Kişinin düşüncelerini ele geçirir ve bunu yaparken kimse farkına varmaz olup bitenin. Sonrasında hafıza kendinde olanın haricinde geriye kalan tüm duyguları baskılar ve sadece elinde olanı sunardı, hafızalar sinema perdesine.
Harue Koga - Sea
Harue Koga'nın en ünlü tablosu ve Japonya'da bir sanatçının yarattığı ilk Sürrealist eserdir. Fotomontaj tarzında boyanmış Koga, dergilerden, kartpostallardan ve gazetelerden görseller kullandı, bunları yeniden boyutlandırdı ve büyük bir tuval üzerine titizlikle resmetti. Hızla ilerleyen bir toplumun sunduğu tüm olasılıkların hayali bir kutlamasıdır. Bir denizaltı, bir fabrika ve bir keşif balonu sanayileşmeyi temsil ediyor; balık ve karideslerin ayrıntılı tasvirleri bilimsel keşifleri akla getiriyor; ve bir kadın yüzücü boş zamanı ve cinselliği temsil ediyor. Amerikalı sinema oyuncusu Gloria Swanson'un bir resminden alındığı söyleniyor. Bu, saf biçimde bir modernizmdir; doğmakta olan yepyeni dünyaya bir hoş geldin mesajı gibidir...
Reklam
Siz olsanız ?
… bir kadın eşiyle birlikte sinemaya gider. Adam Rita Hayworth’un hayranıdır ve eve gittiklerinde onun dişisel çekiciliğini beğendiğini dile getirecek kadar düşüncesizdir. Karısı onun bu bir anlık tutkunluğuna gücenir. … Tartışmanın sonunda kocası ona çok aşağılık bir adam olarak görünür. Evde, oturma odasındaki kanepenin üzerine kendisine bir yatak yapar. Ve bütün bunlar adamın tanımadığı ve yalnızca beyazperdede gördüğü bir kadına duyulan kıskançlıktan ötürüdür! Şimdi durumu tersine çevirelim ve kocasıyla birlikte sinemadan dönen kadının, erkekliğini ve kişilik gücünü övdüğü bir erkek sinema yıldızından hayranlık ve sevecenlikle söz ettiğini varsayalım. Koca, benzer biçimde davranır mıydı? Bu hiç de olası değildir. Belki de o, sinema yıldızı hakkında birkaç aşağılayıcı şey homurdanırdı ama kesinlikle kendisini karısı kadar gücenmiş hissetmezdi ya da her şeyden önce, karısıyla paylaştığı yatağı terk etmeyi düşünmezdi. O, karısına fiziki olarak yakın bir erkeği kıskanabilirdi, ama beyazperdedeki bir gölgeyi kıskanamazdı.
Paralarımızın üstünde kimler var?
Fatma Aliye Topuz 2009 yılında 50 Türk lirası'nın arkasında kendisine yer verilmiştir. Kendisinden önce Zafer Hanım Aşk-ı Vatan isimli ilk romanını yayımlamış olsa da yazarın tek romanı olduğu için Zafer Hanım değil beş roman yayımlayan Fatma Aliye Hanım ilk kadın romancımız olarak tarihe geçmiştir. Fatma Aliye Hanım 9 Ekim 1862'de
*ALGI OPERASYONU* 1989 yılı.. *.Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır.* *Türkiye’ye* birkaç *dükkan açarak* pazarın nabzını yoklayan ünlü marka *aldığı sonuçla şoka girer.* Bekledikleri gibi olmaz. *Boğazına düşkün olduğu için pizzayı seveceğini düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı sevmez.Dükkanlar kapatılır.Geri dönülür.* 1991
KARANFİL KIZ
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.