Küçük Eğlence; Fal Baktırmak
"Aramızda eğleniyoruz" ifadesi, geleceği yorumlama günahını gizleyen çok basit bir düşüncenin ürünüdür. Bilinmeyene ulaşma ve egemen olma isteğinin sonuçlarından biri olan fal baktırma, bir oyunmuş gibi süslenerek, bu derin günahın üzeri örtülmeye çalışılmaktadır. Aslında en açık şekliyle fal ve falcılık, kötünün kendi planı için
Sayfa 19 - GDKKitabı okudu
Bir fikir ortaya atılıp toplumsal olduktan sonra kontrolden çıkar özellikle mevcut düzenin hali hazırda üzerinde anlaştığı şeylerin ötesinde ise. Hatta fikrin toplumsal bir araç olan dile dökülmesi bile anlam kaybına yol açar. Ayrıca anlamak bireysel bir olay olduğu için anladığımız şeyler genelde kendi yorumlarımızı katarak bir anlamadır. Bu herkesin her şey hakkında farklı bir fikri vardır demek değil çünkü dil toplumsal uzlaşının sonucudur. Bu yüzden yeni denilebilecek fikirlerin nasıl bir toplumsal uzlaşı ile sonuçlanacağı bir muammadır. Dolayısıyla fikir ortaya çıkmasını müteakiben toplumun malı olacaktır, bu yüzden hem toplumu, hem ortaya atanı, hem sistemi değiştirecektir ve kendide değişecektir. Ama bu değişimi ön görmek çok zordur. Mevcut görece stabil bir sistem içerisinde tahmin yapmak kolayken yeni fikirlerle kaynaşan bir dünyada öngörü zordur. Foucault dil iktidarın dilidir derken hem haklıdır hem de haksızdır çünkü dil toplumsal uzlaşı aracı olduğu için iktidarın dilidir doğru ama yeni fikirler ile iktidarı ve dili değiştirebilir. Yine de yeni dil yeni iktidarın dili olamaya devam edecektir. Tabi anlam felsefesi gereği aynı zamanda kimse kimseyi tam olarak anlayamaz bu yüzden gerçeklik yoktur sadece yorumlar vardır deyip Nietzche ile bu defteri kapatadabiliriz. Gerçi dil eğer mevcut iktidarın kastım siyasi iktidar değil ya da hakim paradigmanın diliyse eğer tam olarak o halde kendine aykırı ürünler üretmesine izin vermemesi gerekir hayda birden 1984e bağladık.
Reklam
Eski toplumlarda aşırı biçimde görülün erkek çocuk sahibi olma isteği, insanlar arasındaki güç mücadelesinin bir sonucudur. Bu mücadele, güçlü olanın ayakta kalması tarzındadır. Bunun arkasında ekonomik ve siyasî güçlülük talebi vardır. Feodal sistemi yöneten kimsenin, kudretini devam ettirebilmesi için erkek gücüne, yani savaşçı güce ihtiyacı vardır.
Sayfa 310Kitabı okudu
Sahip olduğumuz her algı ve düşünce, yaptığımız her hareket, temelde benzeşen çok sayıda sinir sistemi hesaplamasının sonucudur.
Demokrasi Bayramı :D
Sömürücü kurumlara dayalı büyüme sağlayan zümre için, büyüme ne kadar hızlı da olsa ömürleri kısıtlıdır. Çünkü bu kurumlar, sistemi yöneten elitler! için ciddi kazançlar sağladığından, mevcut iktidarın yada soyluların yerine geçebilme mücadelesi vermek için kaz gelecek yerden tavuk esirgemeden güçlü teşvikler veren başka kimseler olacaktır. Hal böyleyken, bir kesimin sömürülürken diğer bir kesimin zenginleşmesine dayalı düzenin var olduğu toplumlar, sadece otoritenin el değiştirmesine dayalı mücadele veren, 5. sınıf dünya ülkeleri olmaya devam edeceklerdir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, bu kurumları ele geçirmek için, otoritenin el değiştirmesine dayalı mücadele veren toplumların seçimlere katılım oranlarına baktığınız da rakamların yüksek olduğunu göreceksiniz. Bu yüksek katılım oranları halka lanse edildiği gibi bir demokrasi bayramı yada demokrasi gelişmişliğinin göstergesi değil aksine sistemsizliğin sonucudur. Gelişmiş ve bir sistemle yönetilen ülkelerde, yöneticilerin değişmesi yönetilenler için çok fazla bir şeyi değiştirmediğinden dolayı yönetime aday kişilerin çok büyük bir önemi yoktur. Bu nedenle seçimlere katılımlar yüzde 30-50 civarinda değişir. Yuksek katılımların gerçek sebebi ise, insanlarda oluşan -yönetime gelen yeni gruplarla birlikte bu kurumların başka kesim tarafından sömürüleceği- kendi çıkarlarının zedeleneceği korkusudur®️
375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Tarihte, sanki tüm dünyadaki insanların ayaklandınları, bir şeylerin yanlış gittiğini söyledikleri, değişim istedikleri anlar vardır.Eşitsizlik, siyasal sistemin başarısızlığının bir sebebi ve sonucudur; ayrıca, iktisadi sistemimizin istikrarsız olmasına yol açmaktadır. Bu istikrarsızlık da yine eşitsizliği arttırmaktadır.Parayı alt ve orta kesimlerin cebinden en üsttekilere taşımak için fazla mesai yapan bir sistemimiz var.İktisadın en temel kanunu -ekonominin verimliliği için- talebin arza eşit olmasıdır. Ne var ki, çok sayıda ihtiyacın karşılanamadığı bir dünyada yaşıyoruz; yoksulları yoksulluktan kurtaracak, Afrika ve diğer kıtalardaki az gelişmiş ülkelerde kalkınmayı teşvik edecek ve küresel ısınmayla baş edebilmek için küresel ekonomiyi modernize edecek yatırımların yapılmadığı bir dünyada.
Eşitsizliğin Bedeli
Eşitsizliğin BedeliJoseph E. Stiglitz · İletişim Yayınları · 2014152 okunma
Reklam
310 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.