Evanjelistler gerçekten Hristiyan olabilir mi? Hayır! Evanjelizm,siyasal ve radikal,kökten dinci bir harekettir. Evanejelizmin nihai amacı sadece İslamı değil,aynı zaman da Yahudiliği de yeryüzünden silmektir!
Uğur Mumcu
"Gerçekte vicdan özgürlüğü, gerçekte demokrasi laik toplumda meydana gelir. Çünkü anti-laik toplumda dince kutsal sayılan kavramlar, siyasal amaçlar için her gün sömürülür. ya da Türkiye'de olduğu gibi Arap sermayesi tarafından Türkiye'de kurulan banka sistemlerinde olduğu gibi mali çıkarlar açısından sömürülür. Bu bir sömürüdür. Mustafa Kemal de dinin gerçek yerine oturtulması, Allah ile kul arasında bir kutsal duygu olarak korunması amacıyla laikliği getirmiştir. İngiliz emperyalizminin, Arap kapitülasyonunun aracı olmaması ve siyasi sömürü aracı olmaması için. "
Reklam
Bir kardeşimizle sohbet ediyorduk,konu konuyu açtı ve siyasal islamcıların nasıl bir faciaya yol açtığından bahse geldi konu ve kardeş şöyle bir tespit de bulundu -Kemalizm’in tek eksiği dindi,o da siyasal islamcılar tarafından yamalanarak tamamlandı! Ancak böyle özetlenebilirdi ...
Felsefe ve din
Son yıllarda, siyasi yelpazenin hem sağ hem de sol kanadında, bazı yazarların, felsefe ile dini bağdaştırmak için özel bir çaba göstermeleri dikkat çekicidir. Bu yaklaşım, karanlık ortaçağ zihniyetine hizmet ettiği gibi, felsefenin özüyle ve tarihselci bakış açısıyla çelişmektedir. Felsefe terimi, antik Yunancada bilgelik sevgisi anlamına gelen
Biyomuhafazakarlar Biyoilericiler Tartışması
bu metinde temel olarak luc ferry'nin transhümanist devrim adlı kitabının okuması yapılmaktadır. daha detaylı bilgi için kitabı edinebilirsiniz. iqsozluk.com/topic/biyomuhaf... transhümanizmdeki temel tartışma şudur: genlerdeki değişikliklerin kuşaktan kuşağa aktarılırken doğa dışı canavarlar
Yeşil Kuşak ya da Ilımlı İslam
mehmetbedrigultekin.com/2019/05/19/siya... ABD yönetimi 1950’lerden itibaren bütün Müslüman ülkelerdeki İslamcı örgütlerle bağ kurdu. Bu örgütlerin Suudilerle ilişkilerini sağladı. Suudilerin petrol parası bütün Müslüman ülkelerde dinci örgütleri finanse etmekte kullanıldı. Türkiye gibi laikliği en ileri biçimde uygulayan bir ülkede bile Avrupa’da görevlendirilen din adamlarının ödenecek maaşları, bir dönem Suudi kaynaklarından (Rabıta) sağlanabilmişti. ABD, kurduğu ilişkiler ve yaptığı yatırımlarla, işbirliği yaptığı örgütlerin serpilip gelişmesini sağladı. Bu konuda en çarpıcı örnek belki de Türkiye’dir. ABD daha 1950’li yıllardan beri Türkiye’nin laiklikten uzaklaşması ve dini cemaat ve örgütlerin gelişmesi için yoğun bir çaba harcadı ve bunda başarılı oldu. 1960’larda “Komünizmle Mücadele Dernekleri” içinde örgütlenerek uzun yolculuğuna başlayan Fethullah Gülen’in 2000’li yılların ilk 15 yılında T.C. Devleti içinde en etkin güç haline gelmesi, Emniyet, Yargı ve Silahlı Kuvvetler içinde en büyük güç olması, ABD’nin söz konusu politikasının Türkiye’deki uygulamasının sonucudur. Öte yandan gene ABD’nin daha 1996 yılında Siyasal İslamcı Refah Partisi içinde bir ekibi (Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül vd.) bir dizi operasyonun ardından 2002 yılında iktidar yapması, ABD’nin “Ilımlı İslam” politikasının Türkiye’deki bir başka cephesi oldu.
Reklam
40 öğeden 61 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.