Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
84 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Gayrimeşru bir çocuk olarak dünyaya gelen Bernhard, aile kurumuna, yaşadığı coğrafyaya, yatılı okulda okumak zorunda kaldığı ortaokul ve lise dönemlerine olan nefretinin/kininin altını öfkesiyle doldurarak dile getirmiştir. Ortaokul döneminde (1944) nazi baskısının olduğu, ss subayı kılıklı bir yurt müdürü, lise döneminde ise o zamanın siyasal dönüşümlerine uygun olarak katolik kilisenin dinci baskısı altında, zihnindeki çelişki tohumlarını yeşillendirmiştir. Liseden sonra yaşadığı akciğer hastalığı sebebiyle,iki yıla yakın kalmak zorunda olduğu hastanede, gözlem yeteneğinin gücünü de kullanarak, kitle deneyimleri konusunda ustalaşmıştır. Kitaplarında şunu bariz bir şekilde görüyoruz ki, tükendiği yerden tekrar tekrar ayağa kalkıp direnmeye devam eden ve pes etmeyen biridir. Hastanede kaldığı dönemde, statüye göre uygulanan tedavi yöntemlerindeki ahlaksızlığa ve haksızlığa şahit olmak,ömrünün bu dönemindeki isyanı ve aslında yaşama tutunma sebebi olmuştur. Hayatındaki en büyük yol göstericisi olan büyükbabasını kaybetmesiyle,içinde doğan tarifsiz boşluğu ve yönsüz kalışını; karşısına çıkan,özellikle müzik konusunda bilgili, bir ideal uğruna hareket edip hayattan ümidi kesmeyen farklı insanlarda tekrar bulmaya çalışıp, bu boşluğu doldurmaya uğraşmakla ömrünü geçirir.
Soğuk
SoğukThomas Bernhard · Sel Yayıncılık · 2016385 okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Cumhuriyet dönemi dış politikada Siyasal tarihimiz.
Türkiye Cumhuriyeti tarihi beş siyasi döneme ayrılabilir: 1. Cumhuriyet'in ilanıyla başlayıp 1950'lere kadar devam eden Türkiye'nin bağımsız ve laik duruşun tavizsiz bir şekilde korunması. 2. 1950'lerde başlayan, ana ekseninde ABD-Türkiye ittifakının olduğu Soğuk Savaş dönemi; bu dönemde Sağ-Sol çatışması zirve yaparken,
Türkiye'deki Amerika İkili İlişkiler ve ABD'nin Örtülü Operasyonları
Türkiye'deki Amerika İkili İlişkiler ve ABD'nin Örtülü OperasyonlarıSait Yılmaz · Kaynak Yayınları · 201417 okunma
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bertrand Russell'a Göre İktidar Sorunsalında Yol Gösteren Argümanlar
Bertrand Russell'ın "İktidar" adlı eseri, sosyal-felsefe alanındaki önemli bir başyapıttır. Russell, bu eserde çeşitli yönetim yapılarını ve iktidar biçimlerini kapsamlı bir şekilde ele alır. Eser, oligarşiden demokrasiye, monarşiden sosyalizme kadar uzanan bir yelpazede farklı yönetim biçimlerini inceler ve bu biçimlerin toplum
İktidar
İktidarBertrand Russell · Cem Yayınevi · 1999394 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Timsal Karabekir; Karabekir, ne şeriatçıdır, ne dinci, ne padişahçı.
İlginç bir kitap, yaşandığı dönemde Cumhuriyet'in kurulmasına önayak olan A Takımının kendi aralarındaki güç mücadelelerini anlatıyor. Askeri kanatta öne çıkan isim Kazım Karabekir Paşa, siyasi kanatta ise Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak Paşa gibi isimler var. Ayrıca Karabekir Paşa Siyasal İslamcıların söylediği gibi hiçte öyle Muhafazakar bir karakter değil, ailece klasik batı müziği tutkunu, eşi ve kızlarının başı açık, namaz kılmayan, oruç tutmayan, ama dine inanan bir kişi. Yani tam da günümüz Siyasal İslamcı karakterine sahip. Atatürk'le çatışması ise anladığım kadarı ile derin ideolojik ayrılıklardan çok kişisel kırgınlıklara, Karabekir Paşa'nın alınganlığına bağlı. Elbette Karabekir Paşa ve Atatürk arasında taraf olamam, bu iki kahraman arasında taraf tutanların savlarını da maksatlı ve gereksiz görüyorum. Her ikisi de Cumhuriyetin kuruluş amacında, devrimlerin fikirsel temelinde hemen hemen aynı noktada duruyor. Fikir ayrılıkları Cumhuriyet Devrimi'nin yöntemi ve siyasi kararlar konusunda çıkıyor. Bunu olduğundan daha derin bir çatlak varmış gibi yansıtmak da art niyetlilik olur. Karabekir Paşa'nın Atatürk hakkında duygusalca yazılmış ve dedikodu düzeyinde kalan iddialarının da hiç ciddiye alınacak bir yönü yok, bunlar gerçek bile olsa tarihsel süreç içerisinde son derece önemsiz meseleler olarak kalmalı. O gün için, hatta bugün bile Atatürk karşıtlarının ağzına laf vermekten başka bir amaca hizmet etmez bu tür şeyler. Karabekir'in İstiklal Mahkemesi'ne çıkartılması ise kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Fakat bazen, devrim kendi evlatlarını bir şekilde yiyebiliyor.
Kazım Karabekir Anlatıyor
Kazım Karabekir AnlatıyorUğur Mumcu · um:ag Yayınları · 2020524 okunma
440 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ülkemizdeki hakim (dinci-milliyetçi) politik iklimin nedenlerini, bir bilim adamı titizliğiyle evrimsel-tarihsel bir yaklaşımla ele almış ve çok önemli çıkarımlara ulaşmış Ali Demirsoy. Ülkenin yıllardır içinden çıkamadığı dinci-milliyetçi sarmalın nedenlerini, gerek kendi yaşamından, gerek toplumsal-siyasal olaylardan, gerek medyadan… çeşitli mecralardan örneklerle ele alıyor. Avrupa’nın yüzyıllar önce elde edip, medeniyetin ve dünya hakimiyetinin oluşmasını sağladığı Demokrasinin, uzlaşma kültürünün bizde neden oluşamadığını ve bu gidişle oluşmasının mümkün olmadığını, nelerin değişmesi gerektiğini gerçek bir bilim adamı gözüyle örneklerle ele almış. Tavsiye ederim.
Ustaca Yaşam
Ustaca YaşamAli Demirsoy · Asi Kitap · 201862 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Aklı ve vicdanı teslim alınmış köleler yine efendilerini seçtiler.
Sırf alnı secde görüyor diye kendi cellatlarına oy veren bir seçmen kitlesi oluşturuldu. Siyasal tercihi belirleyen temel etken din, geleneksel kültür ve etnik duyarlılıklar oldu. Sonuçta yoksullar, kendilerini ezen efendilerinin arkasından gitmeye başladı. Giderek toplumsallaşan gönüllü bir kulluk yaratıldı. Akıl ve vicdanı özgürleşmemiş veya
İslamo-Faşizm
İslamo-FaşizmMerdan Yanardağ · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202360 okunma
Reklam
280 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Karakaçanlar (eşek) çok filozof, çok sevimli hayvanlardır.
Örnek bir öğretmen.....!!!! Asıl adı Tahir olan Fakir Baykurt, Burdur'un Yeşilova ilçesinin Akçaköy'ünde doğdu. Tahir ismini resmî bulan Baykurt, takma adı olsun istedi. Bir gün postadan onun adına gelecek olan evrak yanlışlıkla Fakir Baykurt'a diye geldi ve aradığı adı buldu. Fakir Baykurt, Sivas Lisesi'ne öğretmen olarak
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20215,4bin okunma
95 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kör Baykuş
Sadık Hidayet 1936’da Hindistan’da yazdığı Kör Baykuş’u 1937’de yayınlatsa da kitap İran’da yasaklanıyor. Romanlarında intihar temasını çokça işleyen Sadık Hidayet akrabası da olan İran Başbakanının bir dinci terörist tarafından öldürülmesi akabinde girdiği depresyondan çıkamayarak 1951 Nisan’ında İran’ın boğucu siyasal ikliminden kaçıp gittiği Paris’te canına kıyıyor. Sadık Hidayet varlık, tanrı, dünya, öte dünya, cennet, cehennem, kulluk, zaman, cosmos, kaos üzerinde düşünen gerçel bir entellektüel. Kör Baykuş romanı bu entellektüel dehanın yazdığı bir başyapıttır. Sindire sindire okumaya çalıştım. Bir süre sonra tekrar okumayı düşünüyorum. Size de tavsiye ediyorum. İyi okumalar diliyorum.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,2bin okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Her başkanın bir sonbaharı vardır
Bu romanı daha önce araya başka kitaplar girdiği için yarım bırakmıştım. Okumak şimdiye nasip oldu. Deprem öncesinde başlamıştım okumaya. Manidar bir zamanlama oldu benim için. Kitabı okurken ister gözünüzün önüne Ortadoğulu radikal dinci bir diktatörü getirin, isterseniz Latin Amerikalı bir diktatörü getirin, siyaset retoriği açısından durum
Başkan Babamızın Sonbaharı
Başkan Babamızın SonbaharıGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20221,063 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Kitabın içeriği ve ulusalcılık hakkında bir kaç kelam..
türkiyedeki en büyük sorun ne yazık ki kendi yurttaşlarımızın kendi kültürünü benimseyememesi, içinde doğup büyüdüğü ortam ya da daha pek çok nedenle kendi ulusal genetiğini inkar etmesidir. diğer ülkelerdeki sol fraksiyonlar; örneğin Küba-ya da daha doğru ifadeyle- Latin Amerika'nın büyük devrimcileri Che Guevara ve Fidel Castro sosyalizmin
Ulusalcı mı Milliyetçi mi Olmalıyız?
Ulusalcı mı Milliyetçi mi Olmalıyız?Vural Savaş · Bilgi Yayınevi · 20148 okunma
Reklam
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1083 günde okudu
Bir Aydın Olarak Orhan Pamuk
Çok önce başladığım, sonunda bitirdiğim bir kitap. Şimdi, bitirdim de ne oldu? Orhan Pamuk’in kitaplarını, özellikle roman türü dışındaki bu tür kitapları bitirmek manasız geliyor. Ben onun böyle kitaplarının sürecini seviyorum zaten, okumaya devam etmekten keyif alıyorum. Yine de bir kitap bitirince seviniyorum, ama bir süre sonra tekrar
Öteki Renkler
Öteki RenklerOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 1999661 okunma
252 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
öncelikle dinci (dindar demiyorum bu ayrımı bilerek söylüyorum) kesimin fikir adamlarına çok fazla inanmadığım için esere şüpheyle yaklaştım.fakat cumhuriyet dönemi tarihine özel ilgim olduğu için eseri okudum yazarın bir zamanlar siyaset yaptığını (siyasal dincilere çok fazla itibar etmem ) gözönüne alarak kitabı dikkatle okudum güzel bir eser meydana getirilmiş.genelde hatıratlardan yararlanılmış.1932-1950 arası bence din ve vicdan hürriyetine ters durumlar yaşanmış.kitapta en çok beğendiğim nokta yazar kişisel yoruma girmemiş (önce belirttiğim gibi siyasal dincilere itibar etmiyorum) ve kitabın inandırıcılığı arttırmış ayakları daha sağlam yere basar hale gelmiş. yazara sadece ticaniler konusunda katılmıyorum.ticaniler (mehmet kemal pilavoğlu ) 28 şubat ın aczimendileri neyse benim gözümde odur!!kısacası okunabilir bir eserdir
Kemalizm'in Türkçe Ezan Hikayesi
Kemalizm'in Türkçe Ezan HikayesiHasan Hüseyin Ceylan · Rehber Yayıncılık · 19964 okunma
332 syf.
·
Puan vermedi
ZULMÜN SONSUZA DEK HÜKÜM SÜRDÜĞÜ HİÇBİR ZAMAN GÖRÜLMEMİŞTİR!
Bu kitabı bana (kitabın da bizzat yazarı olan) çok sevdiğim ağabeyim Harun Çelik lutfedip gönderdiğinde, kendisini eleştirip, içerik hakkında bazı konulara dikkatimi çekmişti.. İtiraf etmem gerekirse o eleştirilerden sonra biraz da olsa önyargılı bir şekilde başlamıştım okumaya.. Ama daha ilk sayfalarda önyargılarım beni yavaş yavaş terk etmeye
İşgalci
İşgalciHarun Çelik · Kent Kitap · 201424 okunma
440 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor
Kitabın girişindeki yazı ile başlayalım incelemeye... "Artık zalimlerin gittiği camiye gitmem bir daha.." Babam bu sözü üç yıl önce söyledi ve o günden sonra bir daha hiç camiye gitmedi. Babamı tanıyanlar bilir; bu, onun için hiç de kolay alınacak bir karar değildi. Babam seksen üç yaşında. Beş
Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor
Bu Dinciler O Müslümanlara BenzemiyorSoner Yalçın · Doğan Kitap · 20151,177 okunma
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.