... İnsanlar sinir hastası oldukları için mi realiteden kaçar, kitaba sığınır, yoksa uykularını kaybettikleri, kitaba iltica ettikleri için mi sinir hastasıdırlar? Don Kişot'u çıldırtan kitap mı, Don Kişot çılgın olduğu için mi kitap delisi? (Bu ülke/Cemil Meriç s:117)
Evet, cevapları alalım. Siz hangisisiniz?
Kimi kişiler termometre gibidirler; kendilerine zarar verecek şeylere bile karışmazlar. Karşılaştıkları sorun ve zorlukları fark etmenin ötesinde bir şey yapmazlar, bir çözüm yolu bulmaya çalışmazlar, yaşamı yalnızca seyrederler. Kendilerini her zaman güçsüz hissederler.
Kimi kişiler ise termostat gibidirler; onlar güçlüklerle karşılaşır karşılaşmaz harekete geçerler. Daima bir çözüm yolunun bulunduğuna inanırlar. Tepki gösterir, kararlar alır, harekete geçerler.
Siz hangisisiniz acaba termometre mi, termostat mı?
Adamın biri hacca gitmiş Mina müzdelife derken yorulmuş. Arkadaşı demiş ki hadi daha tavaf var. Adam yok demiş kalkmam ben artık. Arkadaşı olur mu ya demiş hacı olamazsın ki o zaman. Aman sende demiş adam memlekete gidince sana da hacı derler bana da kim ne bilsin...
İşte sizler hacı olmayı mı hacı dedirtmeyi mi istiyorsunuz? Yani kitap okuyan mısınız kitap okuyor denilmesini mi istiyorsunuz?
İki tip okuyucu tanıdım bugüne kadar. Birincisi kitapların sayfası bile kıvrılsın istemiyor. Ufak bir yıpranma olduğu zaman kendine bunalımlardan bunalım beğeniyor. İkincisi de kendine rastladığı satırların altını çiziyor, özellikle sahaf kitapları tercih edip yaşanmışlıkların üzerine okuyor kitabını. Kırışıklıklara aldırmıyor. Siz hangisisiniz?
Bana soracak olursanız ikisinin ortasında gibiyim. Mesela neredeyse sayfaları ütüleyecek kadar delirmedim 😂 Ama sahaflardaki ilk baskı kitaplar da ilgimi çekmiyor. Sayfaların altını çizmek yerine de post it yapıştırıyorum.