Milli Mücadele gerçekten de milli miydi? Yani bir ülke topyekün varını yoğunu ortaya mı koymuştu? bize inkılap tarihi derslerinden anlatılanlara bakılınca bu soruların cevabı "evet" gibi görünüyor ama vaziyet hiç de öyle değil! Sodom ve Gomorre'de İstanbul sosyetesinin kendi menfaatleri uğruna her şeyi yapabilecekleri gayet çarpıcı bir şekilde anlatılmış. Ne yazık ki Milli Mücadele bittiğinde bu güruh ayakta kalmayı başarmış ve ülke kaderinde söz sahibi olmuştur. Cephede dövüşenler ise köylerine geri dönmüş ve yönetilenler haline rücu etmişlerdir.
Sodom ve Gomere her donemin romanidir bence.Vatan tehlikede iken vatan hainleri mutlaka çıkıyor. Istanbul kurtuluş savaşı sirasinda Sodom ve Gomere ilsn edilmistir.
Mütareke dönemi İstanbul'unun kokuşmuşluğu.Kızların yabancı erkeklere kendini peşkeş çekmeleri.Yabancı subayların eşcinsel pislik ve sapıklıkları yazar bu ismi çok güzel seçmiş gerçekten Sodom ve Gomore'yi andırıyor.
I.Dünya Savaşı'nı kaybeden Osmanlı Devleti başkenti İstanbul'un 13 Kasım 1918'de İngiltere,Fransa,İtalya tarafından ortak işgali ile başlayan süreci çok güzel anlatır. Gerek azınlık, gerek aristokrat Osmanlı asil aileleri tarafından balolar, eğlenceler, çılgınlıklar içinde karşılanan generallere, işgalci bürokratlara yalılar, köşkler daha başka neler neler verilmezki....Büyük üzüntü, kızgınlık ve şaşkınlıklar içinde okuyacaksınız....
Gerçekten, gerçekten bütün insanların her biri bir kelime, her biri bir harf gibidir ve hepsi bir araya gelip ya bir sahifeyi, ya bir kitabı meydana getiriyorlar.
Sayfa 236 - iletişim yayınları 5.Baskı Ist.1983Kitabı okudu
Yakup Kadri'nin romanları bir döneme ayna tutar.Bu dönem; 1.Dünya Savaşından 1940'lara kadar süren bir dönemdir. Kiralık Konak ile başlayıp Sodom ve Gomere, Yaban, Ankara diye devam eden romanları birbirinden bağımsız ama bir o kadar da adeta birbirini takip eden romanlardır.
Sodom ve Gomore işgal Istanbul'unun bir yüzünü, belirli bir çevrenin işgalcilerle yaşadıkları al takke ver külah yoz ilişkilerini roman formatında anlatmaya çalışmıştır.
Bence Yakup Kadri'nin yukarıda isimlerini yazdığım romanlarını sıralı olarak okumak daha verimli olacaktır.
Yakup Kadri demek, dönem romanı demek benim için. İşgal altındaki İstanbul'u tarih kitaplarından okuyabilirsiniz belki. Ama o dönemdeki ailelerin, tramvayların içine giremez, insanların ruhundaki isyanı hissedemezsiniz. İstanbul ile beraber işgal edilen ruhların köklerinden kopuşunu da. Dönemi ve sonrasını anlamak için ideal eserlerden biri.