tabiatın bu eşsiz şaheserini kendi bencilliğimizin icat ettiği bir sürü ağır ve koyu ahlâk ilkeleriyle yüklemeye kalkışmak neden ?
Bütün medenilik iddalarımıza rağmen hâlâ bu ne barbarlıktır !
Es-Selam Değerli Dostlar..
Yaklaşık 2 ay önce arkadaşlarla bir proje düşündük;
Kadim Şehir Kudüs’ü ziyaret…
Ve proje kapsamında gerekli yazışmalar neticesinde 7 si öğretmen, 12 si öğrenci ve 9 u esnaf olmak üzere toplam 28 kişi ile yola koyulduk.
Allahın lütfu sayesinde Yaklaşık 6 gün Kudüs’te kaldıktan sonra şükürler olsun ki dün itibari ile
19. yüzyılda yazılmış klasiklerden özellikle de Fransız Edebiyatından aşina olduğumuz bir konu Dreyfus Davası: Yahudi bir asker olan Alfred Dreyfus, askeri sırları Almanlara satmakla suçlanıyor. Yahudi düşmanlığının körüklendiği ve halkın kışkırtıldığı dönemde, vatanseverliğiyle övünen halk üzerinde bu olay büyük infial yaratıyor.
Emile Zola ise,
"İnsanın kalbi ne acayiptir? Bir vakit onun ıstırabına sebep olan şey başka bir vakit sevinmesine sebep oluyor. Kalp denilen bu tükenmez ıstırap ve saadet kaynağı aslında kararsız ve mantıksız muhayyelemizin bir oyuncağı olduğu için bütün hareketleri hep onun heveslerine, onun cilvelerine bağlıdır."