Şehir ucube bu gecede Hayaletler her köşe başında, nefesimden bile korkuyorum. Sokağına her karanlık çöktüğünde köşede bekliyor olacağım diyen hayaleti arıyor gözlerim. Kalbimin üstüne, göğüs kafesimin içine buz dağını koyup gitmiş. Soğuk yakar ya hani, öyle bi soğuk. Ayağımda ha koptu ha kopacak bi zincir. Saçlarım en sevmediğim halinde ama yüzüm tertemiz. Üzerimde beyaz bol uzun bir elbise. Her adımda zarar görme hissi korkutmuyor artık beni. Adım atıyorum karanlığa doğru neden neden neden diye. Cevap alamadıkça hayattan daralıyorum bu şehirde. Bu pejmürdelik maskesizlik içimi temizliyor sanki. Unutmak istiyorum herşeyi ya ölerek ya yaşayarak. O kadar ağlıyorum ki zehrim yıkıyor bedenimi.
Jose Marti
"Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim. Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altına. Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında. Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim."
Reklam
Aynı yalınlıkla ölmek isterim Kırda bir çiçek gibi; sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde Yeryüzü uzansın altımda sessiz. Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim Varsın hainler gizlensinler soğuk bir taş altında Dürüstçe yaşadım ben; karşılığında Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim
limoni bir selvi diktim başına orada da bir hayatın olsun diye nazmi elimden tuttu can suyunu verirken güneş taşıyacak sana soğuk havalarda gidip gelip yapraklarını öpüyorum dalları uzanıp yaşlarımı siliyor yüzüm gözüm toprağından bir dua sen evsiz yapamazsın alıp getiriyorum ben ölmeden sana ölüm yok, bunu unutma dünyanın bütün çiçekleriyle bütün şarkılarıyla, şiirleriyle murat damlası, acı salkımı çocuklarıyla burada tutacağım seni.
Sayfa 20 - selvinin altında
ikisi arkada. Onu bir yıl kadar önce düşümde gördüm. Konuşkan, çok akıllı, sevecen de bir köpek. Tıpkı o ünlü, popüler filmdeki gibi. Köpeklere bayılırım, özellikle de dalmaçyalılara. Düşümde, gerçek hayatta da var olduğunu, hatta bana çok yakın bir semtte yaşadığını, kararlılıkla peşine düşüp onu bulursam memnuniyet duyacağını, acayip derecede iyi arkadaş olacağımız, her konuda mükemmel anlaşacağımız kanaatinde bulunduğunu söyledi. Ben de ona hemencecik inandım. Ne yazık ki böyle bir zaafım var. İnsanlara da, hayvanlara da inanıveriyorum. Söylediklerinde, savlarında, tutum ile davranışlarında, bana bulundukları garip taahhütlerde akıl mantık aramıyorum. Söylemesi ayıp kendim son derece dürüst biriyim, ‘’Herhalde başka herkes de öyledir,’’ diye düşünüyorum. Üstelik hiç de öyle olmadıklarını domuz gibi biliyorum. Yabancılara kanıvermek, iyimserlik hissiyle derhal inanıvermek hoşuma gidiyor; varsın aldatsınlar, iyi niyetimi sonuna kadar suistimal etsinler, ben gene herkese aldanır biri olmaktan vazgeçemem, kendime şüpheciliği yakıştıramam. Kurnazca hal ve hareketlerim yoktur. Çoğu yaratılmışı tutkuyla seviyorum. Onlara gerçekten mi’ diye sormaya yüzüm tutmuyor. Utanıyorum. Kalplerini kırmaktan korkuyorum. Onları küstürüp kendimden uzaklaştırmak en büyük kâbusum. Kimseyle küs, mesafeli kalamam, hiçbir canlıya soğuk, kırıcı davranamam. Onların da bana o şekilde muamele etmelerinden çekinirim. Alıngan, kuruntulu bir adamım.
Hava karardıkça yüzüm kararıyor, ellerim titriyor, soğuk kuşatıyor öksüz bedenimi. yalnızlığın kemikleri saplanıyor ruhuma..
Reklam
472 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.