Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aslı İşleyen

Aslı İşleyen
@sokakedisii
Kelime avcısı.
Öğrenci
İstanbul Üniversitesi Hukuk
İstanbul
İstanbul
18 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Reklam
Boyun eğerek ya da başkaldırarak değil sadece aldırmayarak ve talep etmeyerek özgürdü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlardan ve hayattan öyle bir tavırla söz ediyordu ki sanki hayat onun için pazardan alınmış bir oyuncaktı, onunla oynayabilir, eğlenebilir, kırılmasından ya da kaybolmasından korkmayabilirdi. Hayata karşı tavrı neşeli bir aldırmazlık, eğlenceli bir küçümsemeydi.
Suya atılmış bir dal parçası gibi hissediyorum kendimi, öyle akıp gidiyorum.
Reklam
Ayrıntılar
O zamanlar yaşamın bir söz, bir teklif ya da bir tanıtım kartının minik dokunuşuyla bile yörüngesini tümüyle değiştirecek kadar içsel iradeden yoksun ve tesadüflere açık olduğunu henüz tam anlamıyla bilmiyordum.
İnsan hayatını seçemiyor. Hayat imsanı seçiyor.
Bilinçaltımın düşsel bir derdi gerçek bir derde dönüştürdüğünü fark ediyorum. Hep böyledir zaten.
“Sana mutlu olup olmadığını sormamın sebebi sende kendimden bir şeyler bulmamdı. Benzerlikler insana çekici gelir. Belki sen bende aynı şeyi görmedin ama olsun. Belki zihnin yorgun düşmüştür, kendini varolmayan ve var olmadığını bizzat bildiğin, dertlere kaptırmışsındır, bu dertler bütün enerjini tüketiyordur.”
Dayanamıyorum artık. Hayatım aynı sahnenin sonsuza kadar tekrarlanıp durduğu bir filme benziyor.
Reklam
Lafı uzatıyorum ve insanların hayattaki amaçları konusundaki fikrini sorarak bitiriyorum. “Çok basit. Faturalarını ödemek. Seninki yada benimki gibi bir ev satın almak. Ağaçlarla dolu bir bahçeye sahip olmak, çocuklarını ve torunlarını pazar günleri evde öğle yemeğine davet etmek. Emekli olduktan sonra dünyayı gezmek.” İnsanların hayattan beklentileri bu mu? Gerçekten böyle mi? Bu dünyaya son derece ters giden bir şey var, Asya veya Ortadoğu’daki savaşlardan farklı bir şey bu.
Değişmek istiyorum. Değişmem lazım. Yavaş yavaş kendimle teması kaybediyorum, benliğimden kopuyorum.
Çoğu hastalığa bastırılmış duyguların yol açtığına inanıyorum.
Ama ağlama. Giden geri dönmez. Gideni geri getiremeyiz. Bir ölüyüde yaşıyormuş gibi, aramıza alamayız. Saçmalama. Elimi tut. Bırakma. Yalnızlık. Ölümün ikizi. Hayır. Hiç değil. Yaşamın. Kurcalama.
Sayfa 90
Aklın sınırları can sıkıcıydı. Yaşam boyu yeterli olamazdı. Bir boyut daha kazanmak gerekirdi, herkesin erişemediği bir boyut daha kazanmak. Akıldan öte giden, akıldan daha derinlere varan bir boyut olmalıydı. Ve küçük yaşlarımdan beri beni ilgilendiren deliliğin boyutlarına ne denli gerçek ve ne denli cesur atılımını düşünüyorum. Kimsenin sahip olamadığı bir boyut. Cesaretleri yetmediği için sahip olamadıkları bir boyut. Kendi kendilerine kıyamadıkları için , yaşam boyunca sürüklenip çıkamadıkları aklın boyutları. Deliliğin derin boyutunu tanıyorum.
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.