Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
120 syf.
10/10 puan verdi
Alkibiades'in Sokrates yorumu, birçoğumuzun hayatına giren o "öğretmen", o "büyülü kişi" ile özdeş. Sevgiyi tanıyabilmemiz için karşımıza çıkan rehberin bir portresi. Üstelik o portredeki suretin de bir öğretmeni var: Diotima. Senelerdir kullandığım bu uygulamaya hiç inceleme yazmadım zirâ bir yapıtı yorumlamak için yazanın kastettiği şeyi olduğu gibi anlamak zorundaymışım gibi hissettim kendimi. "Yorum" dediğimiz şeyin öznel bir olgu olduğunu unutarak düşündüm. Ancak Şölen öyle bir eser ki, insan hiçbir şey bilmese dahi sevdiği yerin sızlamasından tanıyor kendisini. Sizi yakalayacak bir cümle bile olsa bu kitapta mevcut, bunu biliyorum. Herkesin satır aralarında kaybolmasını, sonrasında kendisini bulmasını temenni ediyorum ve geçen cümlelerin yaşamımda bir karşılığı olduğu için seçimlerime teşekkür ediyorum.
Şölen - Dostluk
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,066 okunma
Her iki Alkibiades'te de Sokrates'in başka birtakım felsefi görüşlerine de değinilir. Sokrates, her ne kadar insanı bir bütün olarak değerlendirse de beden ile ruh arasında bir ayrım yapar ve gerçekten var olanın ruh olduğunu söyler. Sokrates bütün yapıp etmelerin ve felsefi soruşturmaların ruhun iyiliğine ve esenliğine hizmet etmesi gerektiğini savunur. Diğer bütün görüşlerini söz konusu ayrımdan türeten filozof, politik görüşlerinde de bu zemine dayanır. Sokrates, iyi bir politik düzenin adil olması ve insanlara manevi varlıklarını geliştirecek şekilde hizmet etmesi gerektiğini bildirir; halka yaltaklanan, halkın manevi varlıklarına değil, maddi yönlerine hitap eden demokrasiye eleştirisini Birinci Alkibiades' te yoğun bir şekilde gündeme getirir.
Sayfa 26 - Önsöz, Ahmet CevizciKitabı okudu
Reklam
Gerçekten de Spinoza'ya göre aşk nedir? Platon'un Sempozyum'unda Phaidros'un konuşma­sında olduğu gibi, aşk onurla mı müttefiktir? Pausanias' da olduğu gibi gelenek ve yasayla mı? Eryximachus'ta olduğu gibi uyumla mı? Aristophanes'te olduğu gibi yarım var­lıkların diğer yarılarını araması ve bulması mıdır yoksa? Agathon'da olduğu gibi gençlikle ve güzellikle mi ilgilidir? Sokrates'te olduğu gibi, güzellikte doğum uğruna tanrı­lar ile insanlar arasında arabuluculuk eden bir daimon mudur? Alkibiades'in düşünebileceği üzere, Sokrates gibi nadir bir insanda görülebilir mi? Spinoza: Hiçbiri, gerçek­ten de bunlara hiç benzemeyen bir şeydir: "Aşk, dışsal bir nedenin idesinin eşlik ettiği hazdır."
Sokrates hakkındaki bu tartışma halen daha sürmektedir aslında
Alkibiades, Symposion'da Sokrates'in her bakımdan iki taraflı bir varlık olduğunu iddia eder. Silenus'un birkaç kaba figürü gibi, içinde bir tanrı imgesi için daha dışsal bir durum yoluyla öneride bulunmaktadır. Akıl yoluyla, Platon'un kendisinin varsaydığı rota, birbirinden oldukça farklı iki izlenim şeklinde genel olarak birbirinden farklı iki gözlemci üzerinde gözlemlenebilir. Ksenophon'a göre, çok basit, hemen hemen sade, gösterişsiz, dünyevi, yöresel olan konuşmacı, Platon'la birlikte önemli, zor ve sıra dışı düşüncelerin sözcüsü haline gelir. Sokrates'in kendi yazılı sözlerinden bir kelimesi bile eksik olsa, akıllara hemen şu soru gelir: Gerçek Sokrates, gerçekten Ksenophon'a göre bir Sokrates miydi ve tüm bunların dışında, Platon'un oldukça özgün ve bağımsız dehasının zengin bilgi hazinesinden alınan cömert bir borç muydu? Yoksa gerçekten, tüm bu erişmesi zor ve hararetli zihinsel yeteneği "Platonik Diyaloglar" ile inandırarak, daha acemi basit nitelikleri sunan üstat, Ksenophon'un derinlemesine anlayabileceğinden daha büyük ve çok taraflı mıydı? Hiçbir Platon okuyucusunun kendini tatmin edememesi bir problem oluşturmaktadır. Onu bu Diyaloglar'da, Sokrates gerçeğini kendisine tanımlarken bulduğumuz için, okuyucu, Sokrates'ten ne ölçüde eksiksiz çıkarımlar yapmalıdır?
Sayfa 70 - İlya Yayınları - 9. BasımKitabı okudu
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Platon'un çoğu diyalogundaki gibi yine baş karakterin Sokrates olduğu kitapta, karşısında güzelliği, gençliği, politikaya atılma hevesi olan Alkibiades vardır. Alkibiades'in Sokrates ile bu kitapta tartıştığı erdem, iyilik, bilme üzerine konular, onun hayatında büyük yararlar sağlayacaktır. Alkibiades, ilerleyen yıllarda ünlü bir politikacı, hatip ve kumandan olarak Atina siyasetinde çok önemli rol alacaktır. Kitapta iki diyalog var. İkisinde de tüm Sokratik diyaloglarda olduğu gibi erdem ve ahlaki konular işleniyor. Birincisinde; kişinin kendini tanımasıyla bağlantılı olarak ölçülülük ve basiret, ikincisinde ise ahlaken neyin iyi olduğunu bilmenin önemine vurgu yapılıyor ve moral bilgiden yoksun olunduğu takdirde doğru davranışa, hakiki mutluluğa ve gerçek iyiliğe erişilemeyeceğinden bahsediliyor.
Alkibiades I-II
Alkibiades I-IIPlaton (Eflatun) · Say Yayınları · 2010264 okunma
106 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
İnsan düşüncesinin bir dönüm noktası olan Sokrates'in kim olduğunu, nasıl yaşayıp öldüğünü az çok biliyoruz: Milattan önce 468 yılında doğmuş ve 400 yılında ölmüş. Bütün ömrü Atina'da geçmiş. Babası heykel ustası, anası ebeymiş. Erkenden dökülmüş saçları, yuvarlak yüzü, irice burnu ile kaba
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Bordo Siyah Yayınları · 201253bin okunma
Reklam
Sokrates ile Alkibiades arasındaki fiili diyaloğun, Atina' da, Alkibiades henüz on sekiz yaşındayken gerçekleştiği kabul edilmektedir. MÖ 432 yılında geçen diyalogların MÖ 399'da Sokrates'in ölümünün hemen ardından kaleme alındığı söylenmektedir.
Sayfa 20 - Önsöz, Ahmet CevizciKitabı okudu
"Kendini Tanı" öğretisi bu diyaloglarda çok iyi işlenmiş.
SOKRATES: Kişinin kendisinin ne olduğunu bilmesinin bilgelik olduğunu söylememiş miydik? ALKİBİADES: Evet. SOKRATES: Ne olduğumuzu bilmiyorsak, yani bilge değilsek bize ait iyi ve kötü şeyleri ayırt edebilir miyiz? ALKİBİADES: Nasıl yapabiliriz bunu! d SOKRATES: Alkibiades'i bilmeyen bir insan, Alkibiades' e ait olan şeyin gerçekten de ona ait olduğunu bilemez değil mi? ALKİBİADES: Tabii ki bilemez Sokrates. SOKRATES: Bizler de kendimizin ne olduğunu bilmezsek bize ait olan şeylerin gerçekten bize ait olup olmadıklarını bilemeyiz, değil mi? ALKİBİADES: Bilemeyiz. SOKRA TES: Kendimize ait olanları bilmiyorsak, bunlara ait olanları da bilemeyiz değil mi? ALKİBİADES: Tabii ki bilemeyiz. SOKRATES: O halde biraz önce, kendilerinin ne olduğunu bilmeyen ama kendilerine ait şeyleri bilenler vardır, derken yanıldık. Çünkü bilgi ile ilgili olan bir insan, kendisine ait olanları ve kendisine ait olanlara ait olan şeyleri ayırt edebilir. ALKİBİADES: Söylediğin gibi olmalı. SOKRATES: Kendisine ait olanları bilmeyen, başkalarına ait olanları da bilemez.
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
“Gerçek aşkta âşığın sevgilisini sömürmek veya kullanmak yerine, onun iyiliği ve gelişmesi için çalıştığını söyleyen Sokrates, manevi aşk ile cinsellik arasındaki farkı anlatabilmek için pek çok yerde kullandığı bahçe ya da çiftlik analojisini burada da en azından ima eder. Fiziksel ya da tensel aşk bir çiftliği ya da toprak parçasını, kısa sayılabilecek bir süre içinde olabildiğince çok ürün elde etmek amacıyla kiralamaya benzer; amaç orayı kullanmak, sömürmek, kısacası o araziden mümkün olduğunca çok fayda temin etmektir. Oysa manevi aşk, aynı bahçeye sahip olmaya, ona insanın, kendi içinde bir değer olarak gözü gibi bakmasına, onu sınırsızca geliştirip güzelleştirmesine benzer.” ↣ Önsöz, Ahmet Cevizci
Sayfa 31 - Say YayınlarıKitabı okudu
48 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.