Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Göz
SOKRATES - Peki hangi şeye bakalım da hem kendimizi, hem o şeyi görelim? ALKIBIADES - Aynaya herhalde, veya bunun bir benzerine? SOKRATES - Doğru. Ama, gözde, bize her nesneyi gördüren gözde, buna benzer bir şey yok mu? ALKIBIADES - Var. SOKRATES - Elbette farkına varmışsındır: birinin gözüne bakan kimsenin yüzü, tam karşısındaki gözün bir
Çünkü doğru ile faydalı aynı şeyler değildir, Sokrates; birçok kimseler eğri davranmış, faydalanmış, başkaları doğru davranmış, hiçbir fayda görmemiştir.
Reklam
Gerçekten de Spinoza'ya göre aşk nedir? Platon'un Sempozyum'unda Phaidros'un konuşma­sında olduğu gibi, aşk onurla mı müttefiktir? Pausanias' da olduğu gibi gelenek ve yasayla mı? Eryximachus'ta olduğu gibi uyumla mı? Aristophanes'te olduğu gibi yarım var­lıkların diğer yarılarını araması ve bulması mıdır yoksa? Agathon'da olduğu gibi gençlikle ve güzellikle mi ilgilidir? Sokrates'te olduğu gibi, güzellikte doğum uğruna tanrı­lar ile insanlar arasında arabuluculuk eden bir daimon mudur? Alkibiades'in düşünebileceği üzere, Sokrates gibi nadir bir insanda görülebilir mi? Spinoza: Hiçbiri, gerçek­ten de bunlara hiç benzemeyen bir şeydir: "Aşk, dışsal bir nedenin idesinin eşlik ettiği hazdır."
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
En Antik "Erenler" Erkek Sokrates, Kadın Diotima
Hellenlerin philosophia- bilgelik sevgisi dedikleri felsefeye sevgisini Eflatun hiçbir eserinde bu kadar iyi belirtmemiştir. Phaidros, Pausanias, Eryksimakhos, Aristophanes, Agathon bu diyalogda sevginin çeşitlerini sayıp dökerken, karşılarına Sokrates bir tek sevginin övgüsü ile çıkar: Bilgelik sevgisi. Sevgilerin en yücesi olarak anlattığı bu sevgi insanoğlunu mutluluğa götüren tek yoldur, bu yol boyunca adım adım ilerleyen insan yüce sırları çözer, erenlere karışır. Sokrates’in bu yolda kılavuzu bir kadındır; Diotima adlı, Mantineia’dan gelme bir yabancı. Diotima gerçekten yaşadı mı, Sokrates’le konuştu mu, bilmiyoruz. Sokrates ermiş, erince de ne olmuştur, bunu Symposion’un sonunda bize Alkibiades anlatır.
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaşın sonu artık görünmüştür. Bu, Atina ve müttefiklerinin kesin mağlubiyetidir. Bu savaş süresince popüler, ancak yeteneksiz Kleon, yetenekli ancak ahlaksız Alkibiades gibi önderler Atina halkını felakete sürüklemişlerdir. Yirmi yedi yıl boyunca büyük acılar, salgın hastalıklar ve çeşitli zorluklardan geçen Atinalılar sonuçta başlarına
“Gerçek aşkta âşığın sevgilisini sömürmek veya kullanmak yerine, onun iyiliği ve gelişmesi için çalıştığını söyleyen Sokrates, manevi aşk ile cinsellik arasındaki farkı anlatabilmek için pek çok yerde kullandığı bahçe ya da çiftlik analojisini burada da en azından ima eder. Fiziksel ya da tensel aşk bir çiftliği ya da toprak parçasını, kısa sayılabilecek bir süre içinde olabildiğince çok ürün elde etmek amacıyla kiralamaya benzer; amaç orayı kullanmak, sömürmek, kısacası o araziden mümkün olduğunca çok fayda temin etmektir. Oysa manevi aşk, aynı bahçeye sahip olmaya, ona insanın, kendi içinde bir değer olarak gözü gibi bakmasına, onu sınırsızca geliştirip güzelleştirmesine benzer.” ↣ Önsöz, Ahmet Cevizci
Sayfa 31 - Say YayınlarıKitabı okudu
Sonra nesri hakkında ne düşündüğümü sordu. Doğrusu, dedim, bana nesrin de şiirin kadar tesir etmedi. Sonen, tumturaklı bir Arap saçından ibaretti. Mukaddemende ise öyle yakası açılmadık tâbirler, halkın iz'anına sığmayacak öyle kelimeler, öyle eciş bücüş cümleler var ki sorma. Bir kelime ile, üslûbun pek tuhaf. Bizim o iyi ve eski
Sayfa 102 - III. CiltKitabı okudu
İnsan düşüncesinin bir dönüm noktası olan Sokrates'in kim olduğunu, nasıl yaşayıp öldüğünü az çok biliyoruz: Milattan önce 468 yılında doğmuş ve 400 yılında ölmüş. Bütün ömrü Atina'da geçmiş. Babası heykel ustası, anası ebeymiş. Erkenden dökülmüş saçları, yuvarlak yüzü, irice burnu ile kaba görünüşlü, filozoftan çok hamala benziyen bir adammış. Gelişigüzel giyinir, yaşar, kendi evinden çok başkalarının evinde yer içer, karısına, çocuklarına boşverir, her gün çevresini saran gençlerle şurada burada akşamlara kadar çene çalarmış. Bir savaşta Alkibiades'in hayatını kurtaracak kadar gözü pekmiş. Her çeşit insanla ahbapça, dobra dobra konuşur, her düşündüğünü herkese açıkça söyler, Devlet'in politikasına da yalnız seyirci ve tenkidci olarak karışırmış. Konuşmalarında asıl güttüğü amaç, herkesi bildiği, inandığı şeyden şüphe ettirmekmiş. En çok söylediği iki sözden biri: Benim tek bildiğim, bir şey bilmediğimi bilmektir, öteki de: Kendini tanı; sözü imiş. Gençliğin ahlakını bozuyor diye 275'e karşı 281 oyla edildiğinde kurtarmak için düşüncelerinden kısıntı yapmış, ne de kaçabileceği halde kaçmış; dostları arasında baldıran zehirini, şarap içer gibi içmiş!
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.