"Silme bir ay ışığı vardı. Ağaçlar, otlar, tümsekler, tepeler bu gümüş pırıltısında sallanır, genişler, uzar gibiydi. Dereleri, koyakları ak bir karanlık doldurmuş, Anavarza kayalığının gölgesini güneye Ceyhan ırmağının üstüne düşürmüştü. Ceyhan ırmağı uçsuz bucaksız ovanın üstünde eritilmiş gümüş ışıltısında durgun, sessiz, kımıltısız kayalıkların gölgesinde bir süre yitiyor, kayalıkları geçince de parlak kıvrıltısını yenedin sürdürüp akıyordu."
"fakat bu dünyada her şey mümkün, en iyi işkenceci uzmanlarımızın da eve döndüğünde kendi evlatlarını öptüğüne, hatta bazılarının sinemada film seyrederken ağladığına hiç kuşkum yok..."
Aşıklarla şairlerin sevgiyi ölümün gücüne üstün saydıkları çağlarla yaşıt inancı, şu finis vitae sed nom amoris inanışı bir yalandı, yararsız, üstelik eğlenceli bile olmayan bir yalan.