Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
2009 ANKARA NUMUNE HASTANESİ Ölmüyordu işte. Tam 3 saat geçmişti ama hala kalp atımı bir gelip bir gidiyordu monitörde. Kaç defa ölüm raporunu noktalayıp hastayı toplamaya çalıştıysak, birden ekranda farklı bir atım beliriyor herkes başına toplanıyordu. Tüm muayene bulguları öldü derken; bir süre sonra, birden kalp atımı başlıyordu. Uzunca
Gérard de Nerval: üzerine bir inceleme.
Düş ile gerçeği tekleştirerek sürrealizm, romantizm ve sembolizm akımlarına öncülük etmiş nevrotik sanatçı. Hem şair, hem oyun yazarı, hem de seyyahtır. Oryantalizm’e arka çıkan ilk avrupalı seyyah. Fransız seyyahlar: la martine’in , flaubert’in, gautier’in, andre gide’nin doğu geleneğini sadece egzotik bulup kimlik olarak aşağılamayı tercih eden
Reklam
Mona Roza - Sezai Karakoç
Hayatımın önemli bir kısmı edebiyat ile iç içe geçmiş olmasına rağmen, şiire bir türlü ısınamadım. Bazı şiirler hariç olmak üzere, hiçbir şiirin beni etkilediğini düşünmüyorum. Peki bu iletiyi neden yazıyorum? Dün sabah yine bu sitede bir okurun, Mona Roza - Sezai Karakoç şiirini paylaştığını gördüm ve yaklaşık 24 saattir aklımdan çıkaramadım.
MART AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ ANKARA NUMUNE HASTANESİ 2008 ‘’Allah belanı versinnnn Hamdiii’’ ‘’ Kesin çıkarın şunu içimden diyorum size....’’ ‘’Nerde bu herif?? Çocuğunun da …senin de Hamdiiiii…sülalenin de… topunuzun…’’ İnsülin tedavi planı için çağırıldığı doğumhanenin koridorları tiz çığlıklarla yankılanıyordu. Diyabetik gebenin şeker
Darmadağın
Ölmek diyorum, bu suskunluğuma Gürültünün bağladığı yerde bir ceset Huzursuz, firari yalnızlığıma bir bakış Sonra bir fırtına koparır, Kara bir gecede canlanan canavar acılar Zaman yetmiyor şimdi feryadıma Bitmek diyorum, soluğuma Yaşanmışların ötesine gömülen. Geleceğin olmadığı zamana gitmek Anı hissetmek ve yine kaybolmak, bu son soluğun
"Bir günlüğüne sağlık çalışanı olsanız" adlı yeni yazım
TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZIN TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN Sizi bir günlüğüne sağlık çalışanı yapsak. Rica etsek bir gün erkenden kalksanız, bir kısmınız beyaz önlük, bir kısmınız yeşil, bir kısmınız mavi elbise giyseniz. Kiminiz acilde, kiminiz poliklinikte, kiminiz ASM'de olsanız. Sadece bir gününüz doktor, hemşire, laborant vs. olsanız. Hasta olmayı
Reklam
Günaydın
Şu güzel gün doğumlarına kısa bir mola... Son nöbet; Çünkü karne...
Kadınım...
Tanju Okan kariyerinin zirvesi diyebileceğimiz çağlarda Zerrin adında genç bir kadına aşık olmuş, onun için yaşar hale gelmişti. Zerrin ülkenin önde gelen, kalburüstü ailelerinden birinin kızıydı. Aile bu ilişkiyi hiçbir zaman onaylamadı. Tanju ve Zerrin ailenin karşı çıkmasından dolayı görüşemez hale geldi. Okan kendini dağıtmaya, içkiyle arkadaşlığını ilerletmeye başladı. İlişkilerini gizlice yaşamaya çalışan çiftin bu halini fark eden aile Zerrin’i Amerika’ya gönderme kararı aldı. Tanju bu haberi alır almaz Zerrin’in evinin önünde adeta nöbet tutmaya başladı ama Tanju evin bir arka kapısı olduğundan habersizdi. Aile Zerrin’i o kapıdan kaçırarak gönderdi, Tanju sevgilisini son bir kez göremedi. Bu olaydan sonra Tanju Okan kendisini kaybetti. Alkolle arkadaşlığı derin bir dostluğa dönüştü. O dönem eşinden yeni ayrılmış olan Mehmet Teoman da Tanju Okan’a her gün eşlik ediyordu. Bir gün eve döndüklerinde Tanju Okan kendini yatağa bıraktığı sırada Mehmet Teoman, Kadınım’ı yazacağından habersiz şekilde evdeki plakları karıştırmakla meşguldü. Plakların içinden Reggiani’nin plağını seçip pikaba yerleştirdiğinde ise büyülü anlar yaşanmaya başladı. Tanju’nun o dönemki ruh halinden ilham aldığını Reggiani’nin de bu anları tamamladığını söyleyen Teoman bir anda Kadınım’ı yazmaya başladı. Sabaha karşı şarkıyı yazmayı bitiren Teoman o heyecanla Tanju’yu hemen kaldırıp okumasını istedi. Tanju Okan şarkıyı okuduğu andan sonra şarkı, üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan kayda alındı ve ruhları titreten efsane şarkı hayat buldu. youtu.be/L7itlXvT-oQ
Nice dakikalar uğurladım yokluğunun ardından, Sana ulaşamayan günlerim oldu. Gece'lere anlattım gidişindeki sessizliğini. Beni yaz dinledi, son bahar ağladı. Yıllar bana beyaz bir örtü armağan etti, Çok yakıştı saçlarıma biliyor musun? Senin ellerinin dokunmadığı tellerimde Karlar yer almış, nöbet çekiyor. Rüzgar hayallerimi savurdu, Mesafeler aşılmaz oldu. Döner misin belli değil, Bulutlara sultan olan ruhum, Uçurumlara yüz üstü çakıldı...
Kitabsever
Kitabsever
57. Kez Kutlu Olsun
Her yıl mart ayının son pazartesi günü ile başlayan ve 57. kez tekrarını yaşadığımız "Kütüphaneler Haftası" kutlu olsun. ❤️❤️ 📕📗📘📙📔 Her kütüphane kitap kurtları için birer “huzurevi”dir, buluşma noktalarıdır. Özellikle öğrenciler için bilgi bankasıdır, güvenilir en kadim kaynaktır. . . Çok Günümüzde her ne kadar bu tarz işlevleri “kitap kafeler” veya “butik kitabevleri” görüyor gibi görünse de “ücretsiz” aydınlanmanın yegâne merkezi bir zamanlar kütüphanelerdi. Bir zamanlar diyorum çünkü internet çağı ile birlikte kütüphanelerin işlevi epey değişime uğradı. Etkin kullanan sayısı çok çok az olsa da oralarda bir yerlerde en zor anımızda bizi bekleyen, nöbet tutan kütüphaneler iyi ki var. Daima var olsunlar. Bireysel kütüphanemizden tüm halk kütüphanelerine ve orayı her daim açık tutan kitap elçilerine selam olsun, haftamız kutlu olsun. 🙏🎈❤️
317 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.