Kısacık telgrafın içinde Atatürk, koskoca
İslam tarihini bir cümleyle özetledikten sonra, geleceğe döner ve çağrıda bulunur. Sanki yarının kuşaklarına şu mesajı yollar:
"Ey Asyalı, ey Afrikalı kardeş! Artık çağ değişmiştir. Çağımız bağımsızlık çağıdır. Tarih, ulusal bağımsızlıklara doğru akıyor, akacaktır. Halifelik etrafında birleşme düşüncelerini bir yana bırakınız. O artık tarih olmuştur. Ulusal bağımsızlık uğrunda koşunuz. Toplumların gerçek çıkarları, bağımsız devletler kurabilmelerindedir. Gerçek kurtuluş yolu budur. Silkinin, uyanın, vakit kaybetmeyin. Savaşımızın amacı, geriye degil ileriye dönük olmalıdır: Halifelik peşinde değil, ulusal bağımsızlık peşinde koşmalısınız. Bizleri birbirimize yaklaştıracak gerçek bağ, Halifelik bağı degil, bağımsızlık bağı olacaktır. Yarın bağımsız ülkeler olarak ilişkiler kuracağız, geliştireceğiz. Bugün dikkatler Halifelik üzerine toplanarak saptırılmak istenmektedir. Taşıdığınız boyunduruk sizlere unutturulmak istenmektedir. Dünya haritasına şöyle bir göz atınız ve üzerinde yeniden düşününüz: Yeryüzünde kaç tane İslam devleti vardır? Gerçek anlamda kaç tanesi bağımsızdır? Neden Asyalı, Afrikalı uluslar hala Müslüman olmayanların boyunduruğu altındadırlar? Ulema-i kiramın asıl düşüncesi bu olmalıdır; çagını yaşamış, ömrünü doldurmuş Halifelik değil. Evet, menfaat-i hakikiye... hükümet-i müstakile teşkilindedir."