Herakleitos'a göre başlangıçta ne tanrılar ne de insanlar vardı. Sadece sonsuz bir ateş vardı. Sonra bu ateş soğuyarak kâinatı oluşturdu. Bir döngüye bağlı olarak gelişen bu sürecin sonunda ateş yeniden her şeyi yutacak ve döngü yeniden baş- layacaktı. Herakleitos ayrıca doğada her nesnenin karşıtıyla mücadele hâlinde olduğunu, bu mücadeleden uyum ve denge (harmonia) doğduğunu da savunmuştu. Yaşamın sürekli değişim içinde olduğunu "Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz" diyerek özetlemişti.
Epsilon yayıneviKitabı okudu
“Zamanın doğrusal olduğuna güveniriz. Muntazam şekilde ebediyen ilerlediğini düşünürüz. Sonsuza dek. Ancak geçmiş, şu an ve gelecek arasındaki fark illüzyondan başka bir şey değildir. Dün, bugün ve yarın peş peşe gelmez. Sonsuz bir döngü halinde birbirlerine bağlıdırlar. Her şey birbirine bağlıdır… Hayat bir labirenttir. Bazı insanlar hayatlarını bir çıkış yolu arayarak geçirirler. Ama tek yol vardır, o da daha derine götürür. Merkezine varana kadar bunu anlayamazsın.”
Sayfa 9 - Theseus yayınlarıKitabı okudu
Reklam
" Zamanın doğrusal olduğunu güveniriz. Muntazam şekilde ebediyen ilerlediğini düşünürüz sonsuza dek. Ancak geçmiş, şuan ve gelecek arasındaki fark illüzyondan başka bir şey değildir. Dün, bugün ve yarın peş peşe gelmez. Sonsuz bir döngü halinde birbirlerine bağlıdırlar. Her şey birbirine bağlıdır... Hayat bir labirenttir. Bazı insanlar hayatlarını bir çıkış yolu arayarak geçirirler. Ama tek yol vardır, o da daha derine götürür. Merkezine varana kadar bunu anlayamazsın. "
Theseus YayıneviKitabı okudu
“- istekler? - yitiriyorlar kendilerini binlerce kapının acımasız uyumunda - kapalı? - evet. sürekli kapalı, kapalı - yorulacaksın - ben bir evi düşünüyorum sarmaşıkların soluklarıyla. rehavet içinde gözün ışıması gibi, ışıklarıyla aydın, geceleriyle düşünceli, tembel. kaygısız bir evi ve sonsuz gülümsemesiyle yeni doğan bir bebeği sudaki ardışık döngü gibi, ve bir üzüm salkımını andıran kanlı bir teni - ben yıkımı düşünüyorum ve kara esintilerin talanını ve ikircil bir ışığı geceleyin pencerede aranan ve küçük bir mezarı, yeni doğanın teni gibi küçücük”
Hayatın sürekli kendini yenileyen o sonsuz mucizelerden birine yakın hissetti kendisini; bu mucize, çocukların kadınlardaki iyiliği, şefkati, fedakarlığı ortaya çıkarması ve sonrasında bu duyguların kadınlardan çocuklara geçmesiydi. Kadından çocuğa, çocuktan tekrar kadına geçen, hiç kesilmeyen, sürekli devam eden bir döngü. Böylece kadın kendi çocukluğunu asla kaybetmiyor, iki kez yaşıyordu..
Hayatın sürekli kendisini yenileyen o sonsuz mucizelerinden birine yakın hissetti kendisini; bu mucize, çocukların kadınlardaki iyiliği, şefkati, fedakarlığı ortaya çıkarması ve sonrasında bu duyguların kadınlardan çocuklarına geçmesiydi; kadından çocuğa, çocuktan tekrar kadına geçen, hiç kesilmeyen, sürekli devam eden bir döngü; böylece kadın kendi çocukluğunu asla kaybetmiyor, aksine iki kez yaşıyordu, hem kendi içinde hem de karşılaştığı her insanda yaşıyordu.
Reklam
549 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.