İlk çıktığı günden beri hevesle okumayı beklediğim bir kitaptı. Malum Dark dizisinin bıraktığı etkiden sonra okumamak olmazdı. Ancak sorun şu ki hikayenin bence dizi ile pek de alakası yok. Konu zaman yolculuğu evet, bir kaç isim benzerliği de var, köstekli saat de aynı şekilde mevcut tamam ama hiç Dark’ı çağrıştırmadı bana ya da ben bir şeyleri kaçırdım bilemiyorum. Bunun dışında çerezlik diye tabir edebileceğim bir olay örgüsü var. Biraz daha bilim kurgu yönü ağır bir kitap beklerken daha fantastik kaldı benim için. Zaman korucuları, zaman haydutları vs... Bazı karakterler ise tam oturmamış gibiydi. Örneğin, Adam Khanewald hikayede kötü adam eksik olmasın diye öylesine eklenmiş gibiydi. Bir de kitabı kim yazdı bilmiyorum ama orijinal olarak Almanca’dan çeviri yapılmış sanırım. “Serpme kahvaltı ve sınırsız çay veren bir kafeye geldi...”, “Abla vallahi bilmiyorum...”, “Charlotte hanım, başınız sağolsun, nur içinde yatsın...”,”Haydi selametle..” ve benzeri şekilde bizim kültürümüze has cümleler, kelimeler gözüme çok eğreti geldi çünkü sonuçta Alman karakterler ile Almanya’da geçen bir roman okuyoruz biraz saçma buldum ben. Türk kültürü ve Alman kültürü bu kadar iç içe geçtiyse bilemem tabi:D
Sonuç olarak can sıkıntısından okunabilir, sürükleyici bir kurgu ama eksik olan çok şey var diye düşünüyorum.
Not: Dark’ın beynimizi çorba etmesi olayı bu kitapta yok.
Zamanda Yolculuk tam da size göre!
Günümüz Almanyası’ndan Antik Mısır’a, Çin’e, İspanya’ya ve 1200’lü yılların Artuklu Beyliği’ne (günümüzdeki konumu Elazığ, Mardin ve Batman’a denk geliyor) uzanan, ilmek ilmek işlenmiş ve
