Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu sayıda dosya konusu Vatan ve Tarih Şuuru. Dosyaya Prof. Dr. Cengiz Tomar, “Milleti Millet Yapan Değerler”; Koray Şerbetçi, “Türk Milletinin Varoluş Mücadelesi Bağlamında Cumhuriyet ve Diyanet”; Dr. Sema Yaniç, “Geleceğe Açılan Pencere: Tarih Şuuru”; Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, “Cumhuriyete Giden Yol: Çanakkale, Millî Mücadele ve Din Adamları” başlıklı yazılarıyla katkıda bulundu. Söyleşi konuğu ise Prof. Dr. Feridun M. Emecen.
Diyanet Dergisi - Sayı 394 (Ekim 2023)
Diyanet Dergisi - Sayı 394 (Ekim 2023)Diyanet Dergisi · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 20236 okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
Biliyorsunuz en sevdiğim yerli yazarlardan Ayfer TUNÇ ve bu yıl bütün kitaplarını okumaya hedeflemiştim. Hedefe tik atarak gidiyoruz arkadaşlar ve en önemlisi hiç pişman olmuyoruz Ben tarzını o kadar seviyorum ki kitapları bana hiç şöyle mi olsaydı dedirtmiyor aksine sonra ne oldu diyorum çünkü o kadar sıkı bağlanıyorum hikayelerine Ancak bu kitap Handan Inci’nin Ayfer TUNÇ ile yaptığı bir söyleşi. Şöyleki içerisinde Ayfer Tunç’un kitapları, edebiyatı, sanata müziğe sinemaya bakışı, çocukluğu,ailesi her şeyi var Bence Ayfer Tunç hakkında edinebileceğimiz en detaylı bilgiler çünkü otobiyografi yazmayan günlük tutmayan bir yazar dolayısıyla söyleşi yapılması ve bunun kitaplaştırılması cuk olmuş o kadar akıcı ki böyle şey gibi hissettiriyor.. Sevdiğin yazarı okumaya seven ve takip eden bir arkadaşınızla yazar hakkında bitmeyen bir muhabbettesiniz :) Ayfer Tunç konuşuyorsunuz biriyle böyle bir şey dolayısıyla benim gibi sevenler için müthiş Bu arada o kadar çok not aldım ki ben çünkü edebiyatta doğru kaynaklar okumak doğru kişilere gitmek için ve en önemlisi vakit kaybetmemek için tavsiyeler üzerine okuyan biriyim tarzını sevdiğiniz birinin önerdiklerini de seversiniz öyle değil mi? İşte bu yüzden kitapta Ayfer Tunç hangi yazarı kitabı öyküyü şiiri sevdiğinden bahsettiyse notladım ben de Şunu çok sevdim nokta atışı yapıyor bir yazarın şu kitabı güzel diyor mesela bu da dolayısıyla ciddi bir yol haritası oluyor Ben severek bir çırpıda okudum. Tavsiye ederim, keyifli okumalar
Ayfer Tunç'la Karanlıkta Kelimeler
Ayfer Tunç'la Karanlıkta KelimelerHandan İnci · Can Yayınları · 2014111 okunma
Reklam
Bilmiyorum şiir bir tutku mudur? Bir mecburiyet midir? Rilke genç bir şaire öyle demiş. "içine sor, yazmaya mecbur muyum diye. Eğer öyleyse, siz bir şairsiniz."
Sayfa 49 - Beyan Yayınları, 3.BaskıKitabı okudu
Aylardır şiir okumadım. Günlük yaşantımın içinde bol bol şiir demetleri vardır. Oluşurlar. Galiba yaşayarak şiire doyuyorum. Şiirin boyutları çok genişliyor.
Sayfa 41 - Beyan Yayınları, 3.BaskıKitabı okudu
Adeta içgüdüsel bir yönelişe, yıllarca süren Alman edebiyatı tahsilime, Rönnesans, Hristiyanlık ve Germenliğin oluşturduğu Batı edebiyatı tahsilime... Bütün o seminerlere rağmen, sanatım açısından hiçbir Batılı akıma, ekole, onları geliştiren esasa yakınlık duymadım.
Sayfa 31 - Beyan Yayınları, 3.BaskıKitabı okudu
Ama nereye kadar? Nereye kadar kendinden kaçabilirsin? Ya bir de geri dönemezsen? İhtiyatlı olmalı.
Sayfa 26 - Beyan Yayınları, 3.BaskıKitabı okudu
Reklam
De ki şiire doluyorum. De ki kısa ayrılıklarla on üç yıl yaşadığım İstanbul'u buradan daha keskin görüyorum. Hayır duyuyorum. Bazen İstanbul'daymışım gibi sıkılıyorum. Çünkü orada her şey daha yoğundur.
Sayfa 22 - Beyan Yayınları, 3.BaskıKitabı okudu
Hayatım boyunca en güzel örneklerini sergilemek istediğim fazilet.
“Alçakgönüllü olmaktan vazgeçmemeyi çok önemsiyorum. ‘Ben bunu yapıyorum’ demeyeceksin fakat yaptığın işi öyle iyi ve ışıltılı yapacaksın ki kimse görmezden gelemeyecek.”
Sayfa 47 - Tuhaf YayınlarıKitabı okudu
64 syf.
8/10 puan verdi
Üstadın bu eserinde röportaj yapılıyor. Üstada bazı sorular soruyorlar ve cevaplar alıyorlar. Örnek vermek gerekirse partisini neden kurduğu, günümüzün ve yakın geçmişin İslâmî durumları. Ve nice sorular. Tavsiye ediyorum.
Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
Tarihin Yol Ağzında -İki RöportajSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2000191 okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Diyanet Aile Dergisi bu ay penceresin “Geldi Geçti Ömrüm Benim” başlığıyla yaşlılık evresine açıyor. Sema Bayar, yazısında yaşlılığın modern dönemde arızi bir evre şeklinde algılandığını oysa bilgeliğin eşiğinde olan ihtiyar nüfusun toplumsal yapıya sunacağı katkıları olduğunu belirterek bunun da ancak yaşlıların toplumla iç içe yaşaması, onların tecrübelerinden azami ölçüde istifade edilmesiyle gerçekleşebileceğine vurgu yaptı. Hatice Ebrar Akbulut, “Yaşlandım, Öyleyse Yaşadım” yazısıyla dosyaya katkıda bulundu: “Şüphesiz yaşayan gönüller, yaşlanan dimağlar, bilgeliği nesilden nesile nakleden büyüklerimiz olmasaydı türküler, hangi deryadan akıp gelir, ruhumuzun en derinine dokunur ve bize hayatın anlamını hissettirirdi.” Dr. Abdülkadir Erkut, Meryem suresi 4. ayet-i kerime ışığında yaşlılığın; salih amelleri çoğaltmak, sevapları artırmak, kullukta ilerlemek, insanlara fayda sağlayabilecek bilgi ve tecrübeyi onlarla paylaşmak için fırsat olarak görülebileceğine dikkat çekti. Bu ay söyleşi, Prof. Dr. Gülgün Uyar ile “Ehl-i Beyt Üzerine” gerçekleştirliyor. Gökhan Gökçek, “100. Yılımız Kutlu Olsun” yazısıyla Geçmiş Zaman Olur ki köşesinde yer aldı. Mert Mevlüt Gökçe, “Rota Bilmezlerin Oluşturduğu Bir Rota: Şiir” yazısıyla bu ay dergiye renk kattı. F. Betül Yılmaz Eminsoy, “Evliliğe Dair Yaygın Kaygılar” yazısıyla bu kaygıları asgari düzeye indirmenin yöntemlerine işaret etti. Teknolojik gelişmeleri ele aldığımız Akliyat köşemizde bu ay Muhammed Kâmil Yaykan, “Ozon Tabakası” başlığı altında ozon tabakasını korumaya yönelik neler yapılabileceğine dikkat çekti.
Diyanet Aile Dergisi Sayı:58
Diyanet Aile Dergisi Sayı:58Diyanet Aile Dergisi · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 20231 okunma
Reklam
Sağlam bir irade ve güç gerektirir.
“Her düştüğümüzde ayağa kalkmak insan olmanın bir gereğidir. Mücadeleden kaçacaksan bu dünyada nasıl iz bırakacaksın?”
Sayfa 39 - Tuhaf YayınlarıKitabı okudu
Tablolar üzerine iletiler günlüğü 4
Christian Krohg - Yorgun Natüralist bir tablo olan bu eser 1885 yılında çizilmiştir. Yorgunluktan uyuya kalmış bir kadını temsil ederken evin sadeliğinden fakir bir kadın olduğunu anlıyoruz. Cama gerilmiş beyaz bezden, masadaki gaz lambasından ve duvarın boş oluşundan hatta önündeki dikiş malzemelerinden de anlayabiliriz. Natüralizmin yaygın olduğu dönemde çizilmiştir. Edebiyatta Emile Zola, Maupassant, Jack London gibi yazarlar bu temayı bolca işlemişlerdir. Günümüz insanı da yorgunluktan şöylesi bir dinlenmeyi dahi elde edemeyecek kadar bıkkınlık içerisinde çaresizce yaşamaktadır.
“…kolay kırılmamayı, kırılırsak da kolay kolay belli etmemeyi önemli buluyorum. Mücadele etmeyi severim ama münakaşa etmeyi sevmem.”
Sayfa 31 - Tuhaf YayınlarıKitabı okudu
İnsanlığın icat ettiği en zararlı şey dindir; tarih boyunca en çok kan dökmüş ve kültür zenginliklerini ortadan kaldırmış en yaygın kurumlar dini kurumlardır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.