Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özgür Kalem
FELSEFE ÖĞRENCİLERİ HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER! Bu programın öğrencileri, ülkemizde zekaları ve inançları konusunda en çok yorum/eleştiri yapılan öğrencilerdendir. Şüphe götürmeyen gerçek şudur ki, üç kuruş puanımızla, diploma aşkı ve para sevdası gütmeden okuduğumuz bölümün tasası sizlere düştü. Bizleri çok zeki sananlar (çok teşekkürler
“yani okuyucu diğerleri izleyebilsin diye sözcükleri sesli olarak söylerdi.Fakat kitap yazımıyla birlikte başka bir gelenek başladı: Yalıtılmış okuyucu ve onun mahrem gözleri. Böylece sözelcilik sessiz hale geldi.
Reklam
Kitap yazımıyla birlikte başka bir gelenek başladı: Yalıtılmış okuyucu ve onun mahrem gözleri. Böylece sözelcilik sessiz hale geldi ve okuyucu ile tepkisi, toplumsal bir çerçeveden yalıtılmış oldu.
Anlamak sayısalcı, anlamı bulmak sözelci işi. Hayata sayısalcı başlayıp, sözelci devam ettiğim için iki yola da bulaştım. Anlamı bulma yolculuğunda medeniyet pek yardımcı olmadı açıkçası. Sözelcilik çok zor zanaatmış, kesin bilgi. İki bin yıl önce hayatın anlamını bulan insanlar varken; üzerine otomobilin, jet motorunun ve internetin icat edildiği bir dünya kurmamıza rağmen anlam arayışında oldukça geriye gitmişiz. Hatta, medeniyetin getirdiklerinden arınıp, doğaya dönen milyonlarca insan var. Çoğu “Hayatın anlamını keşfettim.” diyor. Keşke ilkokullarda felsefe dersi görseydik, anlam arayışında yardımı olurdu. Çok geç yaşa kaldı anlam arayışımız.
...kitap yazımıyla birlikte başka bir gelenek başladı: Yalıtılmış okuyucu ve onun mahrem gözleri. Böylece sözelcilik sessiz hale geldi ve okuyucu ile tepkisi, toplumsal bir çerçeveden yalıtılmış oldu. Okuyucu kendi zihni içine çekildi ve 16. yüzyıldan günümüze kadar, çoğu okuyucunun diğerlerinden gereksindiği şey, onların yokluğu ya da öyle değilse bile onların sessizliğidir.
Fakat kitap yazımıyla birlikte başka bir gelenek başladı: Yalıtılmış okuyucu ve onun mahrem gözleri. Böylece sözelcilik sessiz hale geldi ve okuyucu ile tepkisi, toplumsal bir çerçeveden yalıtılmış oldu. Okuyucu kendi zihni içine çekildi ve 16. yüzyıldan günümüze kadar, çoğu okuyucunun diğerlerinden gereksindiği şey, onların yokluğu ya da öyle değilse bile onların sessizliğidir. Okuma esnasında hem yazar hem de okuyucu, toplumsal varoluş ve biIince karşı bir tür komplo içine girer. Deyim yerindeyse okuma, bir karşı toplumsal eylem olmuştur.
Reklam
Ekonomik sınıflar, ideolojik kabuller, yaş aralıkları, sayısalcılık- sözelcilik, dinsel inançlar, eğitimsel farklılıklar, coğrafi farklılıklar gibi pek çok alt bileşen, toplumun her bir bireyini yeniden farklı alt topluluklar içerisinde konumlar. Her birey, farklı toplumsal alt topluluklar kesişimlerine dağıtılır. Böylece İstanbul'da
Yalın AlpayKitabı okudu
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.