Tüketimin ortaya çıkardığı temel sorunlardan biri şudur: Varlıklar yaşamlarııı sürdunnelerine göre mi, yoksa yaşamlarına yükledikleri breysel ya da kolektif anlama göre mi örgütenir? Demek ki, bu var olma değeri, bu yapısal değer ekonomik değerlerin kurban edilmesini içerebilir. Ayrıca bu metafizik bu sorun değildir. Tüketimin merkezindedir ve şöyle ifade edilebilir: Bellak aslında yalnızca savurganlıkla anlamlı değil midir? Bolluğun bir değere dönüşmesi için ondan yeterince değil, ama yeterinden fazla olması gerekir; gerekli ile gereğinden çok olan arasında anlamlı bir fark korunmalı ve sergilenmelidir: Bu tüm düzeylerde savurganlığın işlevidir. Bu, savurganlığı emip dağıtmayı ve onu kesin olarak elemeyi istemenin yanılsama olduğunu söylemektir, çünkü bir biçimde tüm sistemi yönlendiren savurganlıktır.
“Onu sevmen sorun değil.” “Beni sevmese bile mi?” “Aşkın sorunu budur, gerçek olması için karşılık bulmana gerek yoktur.”
Sayfa 301Kitabı okudu
Reklam
"-Onu sevmen sorun değil. +Beni sevmese bile mi? -Aşkın sorunu budur. Gerçek olması için karşılık bulmana gerek yoktur."
Sayfa 301Kitabı okudu
Aynayı eline vereyim, ancak aynanın yüzünde bir kusur görürsen onu aynadan bilme; aynada sonradan olmuş bil! Onu kendi hayalin bil, yahut kusuru kendinde bul! Bâri benim yanımda aynaya bakma. Şart odur ki aynanın yüzünde kusur bulmayasın. Eğer kendinde de kusur bulmuyorsan, bâri o kusuru bende bul ki aynanın sahibiyim. Aynayı kötüleme! Şart ve sözleşme şudur : her kusurunu gördükçe aynayı yere vurmayacaksın, onun cevherini kırmayacaksın! Cevheri kırılmaya elverişli olmasa bile bunu yapmayacaksın. Kendini seven kimse nefsine saygı gösteriyor. Aynayı seven de her ikisinden de vazgeçer. Bu ayna, Hakk'ın kendisidir. O sanır ki ayna ondan başkasıdır. Bununla beraber aynaya dönenlere ayna da karşılık verir. Aynanın eğiliminden dolayı onun da aynaya karşı eğilimi vardır. O tersine olarak aynayı kırmış olsaydı beni de kırardı. "Ben gönlü kırıkların yanındayım," buyurulmadı mı? Sözün kısası, aynanın kendi kendine eğilmesi ve ihtiyat göstermesi imkansızdır. O bir mihenk taşı ve terazi gibidir. Eğilimi daima Hakk'a doğrudur. Bir defa ona desen ki, "Ey terazi! Bu ağırlık azdır doğru oturmuyorsun! Doğru göster!" O ancak hak olan şeyi gösterir; 250 yıl düzen versen karşısında 200 kere secde etsen de faydasızdır. Kendine ve dostlarına karşı daima doğru davranmak yaraşır. Nasıl ki Ulu Tanrı Peygamberine," Emrolunduğu gibi doğruluk göster!" Şûra, 15 buyuruyor. Sen ki doğrusun, doğru kal! Makâlât Şems-i Tebrizî
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
"Onu sevmen sorun değil" "Beni sevmese bile mi?" "Aşkın sorunu budur. Gerçek olması için karşılık bulmana gerek yoktur"
Reklam
940 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.