"..Bu soyluların üzerimizde her türlü alçakça hakkı vardır; senelerce kız kardeşlerimizin iffetlerini ve namuslarını diledikleri gibi kullandılar... Şurada dikilen o adam, tıpkı üstün varlıkların biz adi köpeklere hep yaptığı gibi, bizi soyup soğana çevirdi; bizden acımasızca vergi aldı, bizi para vermeden çalıştırdı, mısırımızı kendi değirmeninde öğütmemizi şart koştu, elimizde kalan azıcık mahsulümüzü kuşlarına yem olarak verdirdi fakat bizim kendi kuşlarımızı beslememize engel oldu; talan ve soyun öyle bir hal almıştı ki, yemeye azıcık et bulsak, adamlardan biri görür de elimizden alır korkusuyla kapıları, panjurları kapatıp yiyorduk; yani diyeceğim, öylesine soyulmuş, sömürülmüş ve yoksul bırakılmıştık ki, babamız bile bu dünyaya çocuk getirmenin korkunç bir şey olduğunu, kadınlarımız kısır kalsın da şu sefil soyumuz kurusun diye dua etmemiz gerektiğini söylüyordu bize!"