Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Su Düzen

Su Düzen
@su_duzen
Ben edebiyattan ibaretim
SNÜ/ TÜRKOLOJİ YÜKSEK LİSANS
9 Haziran
69 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Tutkular da metaforlar da dünyanın nesnel vizyonunu bulanıklaştırıyor­ du ve retorikte bunların ikisi de vardı.
Reklam
Sözcük oyunları re­fağın düşmanıydı. Duygular dünyaya erişimin bir biçimi de­ğil, dikkatlerin duygusal veya demagojik biçimde ondan baş­ ka yere çevrilmesiydi.
D.H. Lawrence'ın kadın düş­manı şiiri
Sahip olmadığım duygulara sahip değilimdir. Sahip olmadığım duygulara sahip olduğumu söylemeyeceğim. Sahip olduğunu söylediğin duygulara sahip değilsin. lkimizin de sahip olmamızı istediğin duygulara ikimiz de sa- hip değiliz. lnsanlar sahip olmaları gereken duygulara asla sahip değil­lerdir. Eğer insanlar duygulara sahip olduklarını söylüyorlarsa emin olabilirsin ki onlara sahip değildirler. O zaman eğer ikimizden birinin herhangi bir şey hissetme­ mizi istiyorsan, Sen iyisi mi duygu fikrinden bütünüyle vazgeç. ("To Women, As Far As I'm Concerned" [Bildiğim Kadarıyla, Kadınlara] )

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nietzsche'ci Üst İn­ san, bir e-posta kullanıcısı değildir. Yine de siyaset ve metin­ sellik arasındaki bu ilişki çok daha gerilere, gerçekte bildiği­ miz edebiyat eleştirisi formlarının en eskisi olan antik dün­ yanın retoriğine dek gider. Geç antik dönem ve Ortaçağlar boyunca bizim bugün eleş­ tiri olarak bildiğimiz şey, gerçekte retorik olarak biliniyordu; antik dünyada bu sözcüğün hem metinsel hem de siyasal bir anlamı vardı.Hem sözsel mecaz ve ifadelerin araştırılması. hem de ikna edici kamusal konuşma sanatının araştırılması anlamına geliyordu. İkisi birbiriyle yakın biçimde ilişkiliydi: Profesyonel retorikçiler, amaçladığınız siyasal etkileri en iyi şekilde elde edebilmeniz için hangi sözsel aygıtların gerekli olduğu konusunda size yardımcı olmaya hazırdılar. Antik Ro­ma okullarında pratikte bu, bazen eğitimin ta kendisiydi. An­tik dönemde yaşayanlar, şiir diye bilinen özel bir söylem türü­nün varlığını kabul ettiler; ancak bununla dilin öteki türleri arasında kesin bir ayrım yoktu. Retorik hepsinin bilimiydi ve şiir, tıpkı tarih gibi, retoriğin yalnızca bir alt dalıydı. Bir tür üst-söylemdi, dilin her tür biçiminde başarılı bir iletişim için gerekli yöntemleri tanımlıyordu. Üslupla ilgili stratejileri araş­ tırmanın siyasal bir anlamı vardı, onları kendi retoriksel pra­ tiğinizde en etkili biçimde nasıl kullanacağınızı bilmek anla­ mına geliyordu. Zarafetle konuşmak ile bilgece düşünmek arasında yakın bir ilişki olduğu düşünülüyordu. Estetik bir hata, yasal bir hesap hatasına yol açabilirdi.
Dil hem Kültür hem de kül­ türün -edebiyat eserinin ve insan topluluğunun- bilinç kazan­ dığı vasıtadır; edebiyat eleştirisi de bu yüzden bizi biz yapan vasıtanın yoğunluğu ve karmaşıklığına yönelik bir duyarlılık­ tır. Yalnızca kendine özgü nesnesiyle ilgilenerek, bir bütün olarak kültürün kaderine yönelik esaslı etkiler yaratabilir.
Reklam
“İçeriğin siyaseti olduğu kadar formunda siyaseti vardır”
Kendi sıcak yüreği duygularla dolup taştığı , her şey ilgisini çektiği için , doğal olarak herkesin aynı şeylerle ilgilendiğini sanıyordu
“…ama genellikle duygularına kapılıp hüküm vermekte acele ediyorsun.“
Dünya, dostum Govinda,mükemmellikten yoksun ya da mükemmellik yolunda ağır ağır ilerliyor değildir; hayır, her an mükemmeldir o tüm günahlar bağışlanmayı, tüm küçük çocuklar yaşlıyı, tüm bebekler ölümü, tüm ölenler sonsuz yaşamı kendi içinde taşır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir ama bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez.”
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Zaman...
Tüm çile ve kahırlar zaman değil miydi, tüm uğraşıp didinmeler, tüm korkular zaman değil miydi? Zaman aşılır aşılmaz, zaman düşüncesi kafadan çıkarılır çıkarılmaz dünyadaki bütün güçlükler, bütün düşmanlıklar silinip gitmiyor mu, yenilgiye uğratılmıyor muydu?
Sayfa 120Kitabı okudu
Oysa kendisi oruç tutarak,çile çekerek bu ben’i öldürdüğünü sanmıştı
Sayfa 111Kitabı okudu
Sevgi
“…Sevgi, dostum Govinda, her şeyin başı gibi görünüyor bana. Dünyanın içyüzünü görmek, onu açıklamak, onu aşağılamak büyük düşünürlerin işidir belki. Ama benim için tek önemli şey, dünyayı sevebilmektir; onu aşağılamamak, ona ve kendime hınç ve nefret beslememek, ona, kendime ve bütün varlıklara sevgiyle, hayranlıkla ve huşuyla bakabilmektir.”
Şuna inanıyorum ki, bu bilginin bilme isteğinden, öğrenme isteğinden daha azılı bir düşmanı olamaz.
Hiçbir şey öğrenilemeyeceğini öğrenmek için hayli zaman harcadım ve harcıyorum hâlâ, dostum Govinda; şimdiye kadar öğrendim tek şey, hiç bir şey öğrenemeyeceğim oldu.
164 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.