Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimlik isyanı
"Şikayetçiyim beraber yaşadığımız bu ortak hayatlardan ve bir itirazım var bundan en çok (BEN) etkileniyor olmaktan! Soruyorum ona buna anlayabilmek için dokunduğum her kişide 'var' olan bu sancıyı. İlginçtir, herkeste tanıyormuş 'ben'i çalan o hırsızı. Peki, neden herkes suskun hatta birer ruhsuz? Çaba yok çünkü herkes hakim ve suçsuz... Şikayetçiyim özenti hayatlar var. Benim istediğim adalettir, alın aidiyet sizin olsun. Bilinmez mi sandınız, sizin mahkemelerinizde en çok yuhlanan kellesinden vuruldu... Nezlinizde yargı verildi, suçlu bulundu oysa sahte kalpler yeniden kuruldu, yeri çakma duygular ile dolduruldu. Duydunuz mu Millet!!! Bu sefer peluşların değil, insanların içi dolduruldu..." 𝓔𝓵𝓲𝓯𝓲𝓷
DUYGUSAL TACİZE HAYIR
"...Duygusal taciz/istismar/şiddet çoğunlukla kadınların maruz kaldığı ve kadınların ruh sağlığının önemli boyutlarda etkilemesinde belirleyici olan travmatik bir yaşantıdır. Duygusal tacize uğrayan kişinin bu durumu yakınları ile paylaşamaması ya da hayatın bir gerçeği olarak kabullenmesi bu konu ile ilgili sorunların önemli bir parçasını
Reklam
40 yaş üstü, DM'den kızları yaşındakilere yazan sonra da ah yanlış anladın diyerek savunmaya geçen amcalar, gelmiş Hasan Ali Toptaşı yargılıyor..Anladık adam suçlu da seni kim yargılayacak bey baba?
🍁... Suçlu, Yüreğiniz Temiz Mi ? "Korkmayın; Size kin besleyecek kadar vaktim yokk!" ☆
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bilinmeyen Bir Erkeğin Mektubu
Tarihin en suçlu bilinmeyeninden, daha çok ölümleriyle bilinene... Ben, erkek. Bir çocuktum zamanında, öyle de kalmam gerekirdi. Sonraları artık büyümem gerektiği anlatıldı. Masumluğumu kaybettiğim nokta işte tam da o kırılma noktasıydı. Anlatılması gereken hikaye ise benim değil, unutulanlara ve anlatılmayanlara ait olan yarım kalmış
Mor Saçlı Kundak... part 3 :)
O gecenin sabahına açılan gözlerini aynada fark etmeye çalışıyordu. Geri dönmek istiyordu; bir daha uyanmamak... Biliyordu ki orasıydı onun özgür dünyası, yaşamaya değer yanları, düşleyip düşünebildikleri, susmadan söyleyebildikleri... İfadesinde acı tuzlu taneleri ile düşünmeye başladı, bu aralar hükümsüz düşünceler sarmıştı tüm benliğini.
Reklam
Dünya Kadınlar Günü'ne Bir Mektup
Tarihin en suçlu bilinmeyeninden, daha çok ölümleriyle bilinene... Ben, erkek. Bir çocuktum zamanında, öyle de kalmam gerekirdi. Sonraları artık büyümem gerektiği anlatıldı. Masumluğumu kaybettiğim nokta işte tam da o kırılma noktasıydı. Anlatılması gereken hikaye ise benim değil, unutulanlara ve anlatılmayanlara ait olan yarım kalmış
İntihar
23 Mart 1994’te Ronald Opus’un cesedini inceleyen adli tabip, onun kafasından yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı. Ronald Opus, on katlı bir binanın tepesinden, intihar niyetiyle aşağıya atlamıştı. Umutsuzluğunu, geride bıraktığı bir notta açıklıyordu. Ancak, dokuzuncu katın önünden geçerken pencereden gelen kurşun başına isabet etmiş, hayatı bu
Ülkede sıradan bir sabah
Saat 6.30 . Hava karanlık ve sisli. Evim sanayi bölgesinde. Dershaneye gitmek için otobüse binmem gerekiyor. Otobüsümü kaçırdığım için bi alt yola indim. Tahmin ettiğiniz gibi ıssız bir bölge. Arka taraftan gelen bi araç önüme geçip yavaşladı. Önce bir ürperdim. Arkadan iki araç daha geliyordu. Sonra bi baktım yavaşlayan araç da yürüdü gitti. Tam böyle derin bir oh çekecekken bir baktım aşağıdan U çekti geldi, yanımda durdu. Nasıl korkuyorum ama.. Götüreyim mi abla dedi gerek yok dedim gevşekçe bir daha sordu. "Hayır dedim" diye bağırdım. Ben yoluma devam ettim. Kendisi duruyordu orda. Dönüp bakamadım bile , içimden dualar edip duruyordum. Neyse durağa geldim. O sırada yan taraftan bir araba daha yavaşlayarak geldi. Yaklaşınca baktım bizim bölgenin jandarmaları. ( Çok şükür.)Beni değil ama abimi, babamı tanırlar. Allah razı olsun otobüsüm gelene kadar yanımda beklediler. Bir sıkıntı var mi dediklerinde az önceki olayı söyledim (araba çoktan gitmisti). Dikkat edin mümkün olduğunca dediler. Yani ben şimdi napabilirim ki.. Ben keyfen çıkmıyorum o yola. Mecburum yani. Kendimi suçlu gibi hissettim ama bu çok yanlış. Yani şu an ne desem az kalır. Bunlara bu rahatlığı verenler mi utansın, bunları yetiştiren aileler mi utansın... Kime ne desem az kalır. Bir genç kız olarak, bir kadın olarak ben artık bıktım. Sürekli gittiğim her yerde acaba başıma bir şey gelir mi korkusuyla yaşamaktan bıktım. Bitsin artık bu işkence.. Bu korku işkence gibi gerçekten...
Depremi ben de yaşadım. Ama ailemle birlikte çok şükür iyiyiz. Bugün yeni eve geldik. Buna sevinemiyorum bile, evde oturuyorum elimden hiç bir şey gelmiyor dua etmekten başka, kendimi suçlu hissediyordum keşke bende orada olsaydım. Çok Üzgünüm Allahım sen herkesin yardımcısı ol. Geçsin bu kötü günler bir an önce. 😔😔
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.