Gönül: Baksana efendim, birileri kalbinizin uyuyan duygularına düstursuz giriyor. Siz bunu bilmezsiniz lakin buna aşk derler.
Akıl: Kalbine düstursuz girene hemen aldanacak mısın? Bekle bakalım. Kimdir, necidir, nereden ne şekilde peyda olmuş? Onu iç dünyana kabul et ama hemen aldanma, onu her türlü elekten geçir sonrası Allah kerim...
Zaman geçer ve adam gönlünü kendisine, aklı hesaba pek de katmaksızın kılavuz eder. Her şey iyi gider ama zaman ilerledikçe işler tersine biner. Sükut-u hayal, üzüntü ve çaresizce bekleyiş alır yerini umudun, sevincin ve ileriye dönük saadetin...
Gönül: Efendim beklemek lazım, acele ettik sanki. Ona da şans vermek, yaşadıklarını anlamak lazım... Bekleme diyemiyorsa umudumuz olmalı, onun halinden anlamalı ve sadakatimizi son demine kadar, bizi huzurundan kovana kadar göstermemiz lazım.
Akıl: Demedim mi sana? Aldandın, fazla güvendin ve üzülüyorsun şimdi de. Yetmezmiş gibi, elinden geleni yaptığın halde, hâlâ umut mefhumuna bel bağlayıp gerçek hayata yüz çeviriyorsun. Elinden geleni fazlasıyla yapmadın mı? Tahayyülü zor adımlar atıp, fedakarlıklar yapmadın mı? Sevgi karşılık ister. Güneş olmadan çiçek yaşayamazsa sevgi de karşılığını almadan solar. Sana düşen son kez(o da gönlünü susturmak adına) diyeceğini deyip kader deyip, hayırlısı buymuş, eyvallah diyerek yoluna devam etmek...
Suskunluğuma isim koy kaba harflerle. Öl de, yıkıl de, gel deme! Ben sükut-u hayal derim derin sessizliğime. Suskunluğuma bir perde çek kalın örtülerle. Parmaklarını dudaklarına götür sadece, sen de, ben de, ama biz deme! Biz dokunur derin sessizliğime...
Sen ne kadar güzel ne kadar zarif bir kitapsın öyle. Kalbe işleyen işleten...
Adı gibi naif 17 hikayeden oluşan kitap.
Her biri ayrı anlam verici. Ders çıkarıcı
İlk hikaye olan "SULTANIMIZIN GELİŞİ" Üç ayları ve Ramazanı Şerifi ne güzel tasvir etmişler.
2-KELİMELER : Bu hikayedede en çok sevdiğim alıntıyı yazmak istiyorum. "Ama