“Toplum da öyle: Benden hep önceden konmuş kalıpların içine girmemi istediler. Benden, ben olarak, belirli bir görevi üstlenmemi isteselerdi, sorun olmazdı — benim istediğim de zaten buydu. Ama, benim o görevin kendisi durumuna girmemi istediler. Benim bambaşka bir kişi olmamı bile değil; sanki kişiliksiz bir şey olmamı — sanki cansız, düşüncesiz bir şey, bir alet, bir makina...
Dünya benden ben olmamı istemedi.
Beni ben olarak tanımadı.
Ben de sırtımı döndüm işte, bu dünyaya — gerisini biliyorsun; şimdi, artık, öğrenmiş olacaksın.”