“Cesur Yeni Dünya'daki bedenler tuhaf bir şekilde ruhsuzdur, ki bu da Huxley'nin değindiği noktalardan birinin altını çizer: Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur.”
↣ Sunuş, Margaret Atwood
Evlenilecek Kadın, en sonunda 1969 yılında, yani yazılışından dört yıl sonra ve tam da Kuzey Amerika'da feminizmin tırmanışa geçtiği dönemde yayınlandı. Bazıları, kitabın feminizm hareketinin bir ürünü olduğunu varsaydılar hemen. Bana sorarsanız, kitabımın feminist değil, proto-feminist olduğunu söylerim: Onu yazdığım 1965 yılında, görünürde henüz bir kadın hareketi yoktu. Benim de gaipten haber vermek gibi bir yeteneğim yoktur, her ne kadar birçokları gibi ben de o sıralar kapalı kapılar ardında Betty Friedan ve Simone de Beauvoir'ın kitaplarını okuyor olsam bile.
(Evlenilecek Kadın benim ilk romanım değildi aslında. İlk romanımı, Toronto'da, bir sandık odası genişliğindeki kiralık odamda yazmıştım ama o devirde Kanada'da var olan üç yayınevinin üçü de kitabımı çok karamsar diye nitelendirerek geri çevirmişti. O roman, başroldeki kadın karakterin, erkek karakteri damdan aşağı itip itmemek arasındaki kararsızlığı ile bitiyordu. 1963 yılı için, zamanından bir hayli ileride bir sonlamaydı bu. Bugün için ise, çok kararsız bir bitiriş olurdu herhalde.)
- Sürpriz bozan uyarısını bir iliştireyim de şuraya sonra demedi demeyin -
İnsanların sınıflara ayrılıp "kuluçkadan" çıkarıldığı ve herkesin (bir kaç istisna dışında) sınıfını kabullenip görevini yerine getirdiği, hastalıkların, açlığın ve yaşlılığın olmadığı, cinselliğin "herkes herkes içindir" mottosuyla yaşandığı, en ufak