Hepimizin iki hayatı var;
Sahici olan, yani çocukluğumuzda hayalini kurduğumuz hayat.
Sahte olan, yani yetiskinliğimizde başkalarıyla paylaştığımız hayat.
Şişme yoluyla kazamlan tanrısallık hissi ya da Süpermen olma eğilimi tam bir aldatmacadır. Bunlara karşı alçakgönüllü bir tavır koymak kesinlikle gereklidir.
Kim bilir, şişme yüzünden zayıf bir zihne sahip kaç Cleopatra ve Napolyon'un akıl hastanesine düşmesine sebep olmuştur
İnsan büyüdükçe masallara olan inancını yitiriyor. Bu yüzden artık Süpermen olup sevdiklerimin yanına uçmak gibi bir derdim yok. Çünkü yol, beni zaten bir gün onların yanına götürecek.
Bir doktor ancak kendi etkilenebilirse etkileyebilir. Yalnız yaralı bir doktor iyileştirebilir. Kişiliğini bir zırhın içine gizlerse etkili olamaz. Hastalarımı çok ciddiye alırım. Belki ben de onlar kadar bir soruna gömülmüşümdür. Doktorun yarasına parmak basan çok hasta olmuştur. Bu nedenle, doktorun da zor duruma düştüğü anlar olabilir ya da zor durumda olan özellikle odur.
Analistlere her zaman, “Kendinize itiraflarınızı dinleyecek bir baba ya da bir anne bulun!” derim. Özelikle kadınlar, bu rol için biçilmiş kaftandır. Kusursuz sezgileri ve keskin eleştirel iç görüşleri vardır. Erkeklerin içlerini okurlar ve anima’larının karmaşıklığını görürler. Bu nedenle, hiçbir kadın kocasını Süpermen sanmaz!