TARİHİ BİR SERÜVEN
Açıkcası kitabı Sarı Satluk Baba'yı merak ettiğim için almıştım ama bu kadar haz alcağımı zannetmiyordum. Kitap içerik olarak oldukça akıcı ve sade bir dille yazılmış. Sarı Saltuk Baba İslam ve Türklük adına davranışlarıyla örnek olması ve Balkanların türkleşmesini sağlamak için görevlendiren bir derviş-eren aynı zamanda bir savaşçı. Bu görev Ahmed Yesevi tarafından veriliyor. Olaylar o kadar güzel gelişiyorki Holywood tarzında filmi çekilebilir. Bazı ilahi olaylar anlatılıyor kitapta tarihsel açıdan gerçekliğini bilemiyorum ama içerik olarak okuması çok keyifli. Bazen Sarı Saltuk Baba başka bir insanın suretine bürünüyor, bazen kurt oluyor, başka alemlere geçiyor, ejderhalarla savaşıyor, Moğolların büyücü kamları, şamanları ve cadılarıyla savaşıyor... Saltuk Baba'nın en büyük görevi ise o dönemdeki en önemli islam düşmanı ünlü Hülagü Han'ı yenip islamı kurtarmak. Kitapta bolbol dipnotlar var, Saltukname'den, Evliya Çelebi'den, İbn-i Bibi vb. bu da kitabın gelişigüzel yazılmadığının ıspatı. Dikkatimi çeken bir diğer hususta her kesime eleştirilerin olması; mesela Abbasi Halifesi kitapta yer yer eleştiriliyor, bazen Halifeye saldıran Hülagu'yu haklı buluyorsunuz, Selçuklu Sultanları'da eleştiriliyor ama yinede herşeye rağmen İzzeddin Keykavus'a liderlik veriliyor, Haşhaşiler kitapta alışık olmadığımız tarzda şaşırtıcı bir şekilde anlatılmış, tabi eleştiriler rastgele değil tarihsel esaslara dayanıyor. Böyle olunca da kitap bana göre daha kaliteli oluyor. İncelemeleri biraz karışık yazıyor olabilirim kusuruma bakmayın...
Herkese tavsiye ederim güzel bir kitap.
"Ey güneş, artık ziyanı saçma ki yarasaların gönlü incnimesin" denmez.! O tasa bizim değil yarasaların işidir. Bırak güneş kavursun dört yanı, çiğ bir şey kalmasın.
Oğuz töresinde diyet ödemek kundakta başlıyordu. Genç kızların dul, yavruların yetim kaldığı bu obalar insanlığın güzel günleri için kendilerini feda ediyorlardı.
- Tüm bunlar niye oldu? Niçin bize bunları yapıyorsun? Seninle hiçbir davamız, kavgamız yoktu. Dünyanın bir ucundan gelip diyarın tamamını, benim ülkemi neden yaktın.
- Senin Tanrı'nın dediği gibi bir millet azınca onların başına bir bela musibet ediliyor işte. Sen ve yakınların azdınız, Tanrı'nızın bahsettiği bela da benim, geldim ve size kavuştum
Nice binlerle çeri yığan hanlar hani,
Bu sözlerin her birisi mâna hazinesi
Vefası yok, vefasızdır dünya, tanı;
Gâfil insan görüp ibret almaz imiş.
^^Pir-i Türkistan Ahmed Yesevî