Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendi derinliğinden kaçanlar boğmaya gider bir başkasını...
(...) "Her şey kendine ağlıyor yeniden Bir ben çekilmiyorum bu akşam ey kendini bende sanan gövdem ömür temize çekilmiyor at beni üzerinden" Sürgündeki Rüzgâr Şeref Bilsel
Reklam
Dostoyevski kalabalık bir toplantıda yaptığı konuşma ve okuduğu şiir nedeniyle Rus Çarı tarafından hapse mahkum edilir ve Sibirya’ya sürülür. Sürgündeki Dostoyevski hapishanede bir köpeğe rastlar. Köpeği gözlemlemeye başlar ve köpeğin yanından geçen her mahkumun onu tekmelediğini, şiddet uyguladığını görür. Onu daha da şaşırtan şey, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına biri geldiğinde göreceği şiddeti kabullenerek tekme pozisyonu almasıdır. Köpeğin yanından geçen her mahkum onu tekmelerken zavallı hayvan ise hipnoz olmuş gibi bu zalimliğe tepki vermemektedir.Dostoyevski bir gün köpeğe yaklaşır ve tekme pozisyonu alan köpeğin başını okşayıp ona sevgi gösterir. Köpek bu duruma bir anlam veremez ve uzun süre bakışlarını şefkat sahibi bu adama diktikten sonra acı içinde havlayarak kaçmaya başlar. O günden sonra o köpek ne zaman Dostoyevski’yi görse ondan var gücüyle kaçar. Bu durum Dostoyevski’nin tanımına göre sevgisizliği ve kötülüğü kendine hak görmektedir.Uzun süre sevgisizlikle ve şiddetle mücadele eden her canlı sevgiyi ve ilgiyi gördüğünde kaçar.
Sayfa 24 - Nemesis Kitap,2020Kitabı okuyor
TUHAF GÜNLER / 2002 Şubat (1994-2002) Atıflar :
Atıflar : Susurluk kazası (ya da Susurluk skandalı) : 3 Kasım 1996'da saat 19:25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazası sonucu, devlet-polis-mafya ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak veren skandal. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli skandallarındandır. Kazada,
Giden gitti, kalana sabır Bu kara kışlara, açlığa sabır Sabır sürgündeki, zindandaki dostlara Yeni bir gün doğuyor.
Meğer ne uçsuz bucaksız deryalara dalmakmış şiir. Ne büyük bir tokmakmış uyuşmuş beyinlere inen. Ve yine ne amansız bir kormuş sineleri yakıp geçen.
Sayfa 37 - Mehmet Akif ErsoyKitabı okudu
Reklam
O halde
Duyalım istemiyorlar sürgündeki köyleri damlar hâlâ yerle bir, ocaklar yıkık İstemiyorlar kalan külü görmemizi duman hâlâ tütüyor, bütün tarlalar yanık Konuşandan sökülüp alınmış sesi yürüyene bir tek acının yolu açık Ağıtlar soğutabiliyor ancak yüreği gözyaşına bir tek yanıt var o da ıssızlık İstemiyorlar sevgilim bir araya gelmemizi o halde bir daha okumalı o iki dizeyi artık: Sen orada dalından koparılmış bir zerdali gibi dur ben burada zerdalisiz bir dal gibi durayım* Bir daha sınayalım o halde biz de kendimizi bu sevdalı buluşmayla her zorluğa karşılık Diyelim ne zerdalisiz, ne dalsız bir zerdali biz bir ağacın değil, bir yurdun gövdesine karşılık *A. Kadir
81 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.