Türkiye, 2009 yılında Nazım Hikmet’in reddedilen vatandaşlık hakkını tekrar iade etti, ülkenin en sevilen, en nefret edilen şairinin Türkiyeli olduğu sonunda resmen kabul edildi*.
Kendisinin bu iyi haberden haberi olmadı, yarım yüzyıl önce hayatının büyük kısmını geçirdiği sürgünde ölmüştü.
Ülkesi onu bekliyordu, ama kitapları yasaktı, kendisi
Şiir, her zaman için barışın bir parçası olmuştur. Şair, barıştan doğar.
Tıpkı ekmeğin undan doğması gibi. Katiller, onu yakmak, öldürmek ve parçalamak için şairi arar.
Hüzünlü bir parkın ağaçları arasında, katilin biri,
Aleksandr Puşkin ’i yaralayarak ölümüne sebep olmuştu.
Çılgın atlılar,
Türkiye, 2009 yılında Nazım Hikmet’in reddedilen vatandaşlık hakkını tekrar iade etti, ülkenin en sevilen, en nefret edilen şairinin Türkiyeli olduğu sonunda resmen kabul edildi*.
Kendisinin bu iyi haberden haberi olmadı, yarım yüzyıl önce hayatının büyük kısmını geçirdiği sürgünde ölmüştü.
Ülkesi onu bekliyordu, ama kitapları yasaktı, kendisi
*özgün hali çeviriye ancak solgun şekilde yansıtılabilecek bir mecaz*
~~~Bugün Solgun Ateş'in bir başyapıt, hatta 20.yüzyılın en önemli romanlarından biri olduğu kabul edilir.
Vladimir Nabokov un en yenilikçi ve en girift romanı olduğu da gönül rahatlığıyla söyleyebilir :):(: Okunup geçilecek bir kitap değil; kavranmayı ve çözülmeyi bekleyen
Servet Gündoğdu 'Sürgündeki Şiir' de şiirin şiirini yazıyor ;
-Dil'in hıncını hangi şairden çıkaracağını bilerek!
Şehre, masallarından bir elin dokunduğu bir şair O!
İşte oracıkta bir şair! Sahih bir şair O!
Hilmi Yavuz
Yine bir şiir kitabı nasıl bittiğini anlamadan bitti.
Sürgündeki ŞiirServet Gündoğdu · Granada Kitap · 201212 okunma
Yitirilmiş bir kalbi yineliyorum böylece
Böylece yaklaşıyorum yaklaşmakta olana
Yollar uzamaktan bezgin, şiirler okunmaktan tedirgin
Bir güldün - girdin rüyama - öyle çıktım yollara
Yürüdüm ve ellerimi yazdım toprağa..
Tsvetayeva, Rus şiirinin Gümüş Çağ'ının önemli temsilcilerinden biridir ve bu eseri, Rusya'dan Sonra adlı son şiir kitabından sonra yayımlanmıştır...
Çalışmaları genelde, romantik maksimalizm, günlük yaşamın reddi, aşkın mahvolması, yalnızlık motifleri ile karakterizedir.
Ayrıca Yulya Aronova'nın 2006 yapımı "Mat i
Duyalım istemiyorlar sürgündeki köyleri
damlar hala yerle bir, ocaklar yıkık
İstemiyorlar kalan külü görmemizi
duman hala tütüyor, bütün tarlalar yanık
Ortak hapishane deneyimleri, işgale karşı duyulan derin nefret ve geri dönme rüyasıyla arkadaşlıklar büyüdü. Hapishanedeki çalışma grupları Hegel, Lenin, Marx, Jack London, Pablo Neruda, Bertolt Brecht, Mısırlı roman yazarı Necib Mahfuz, Gabriel Garda Marquez ve onun Yüzyıllık Yalnızlık'ı ve John Steinbeck'in Gazap Üzümleri kitapları hakkında derin derin düşünüp tartışıyordu. Hapishane yetkilileri milliyetçi Filistin edebiyatına ait kitapları engellemek amacıyla gelen kitapları
dikkatlice inceledikleri halde ara sıra bazıları kaçabiliyordu. Bunlardan bir tanesi de Hasan Kanafani'nin 194 sayılı BM önergesinin yenilenmiş tartışmaları üzerine olan Hayfa'ya Dönüş adlı kitabıydı. Bazen ziyaretçiler çok sevilen, sürgündeki şair Mahmut Derviş'in şiir kitabını bile içeri kaçırmayı başarıyordu.
En uzun günüydü ömrümün
süzgün, kamaşan bir arzuyla
her yanım karmakarış
yıllar ve yıllar sonra kendi şehrimde
yeniden yazmaya başladığım şu gün...
Bir yanı unutulmuş bir yanı taşkın
bir yanı bastırılmış bir yanı bıçkın
Yanağında erguvan kokularıyla
İlkyazdan kimmiş o gelen..
Güzün sefilinin evine
Bir şebçerağ olan.
Ne şiirler okudum
Ne şiirler unuttum
Hepsi biraz sizdiniz
Ve nasıl yağmurlar gibiydiniz...
Hüznün çocuğu, şiir babam!
Hangi dizeye geç kalsam
Beni bekler miydiniz?