'Sadece susarak tepki gösterdiğimiz durumlar var,
Çünkü bazen ne kadar konuşursak konuşalım
söylediğimiz hiçbir sözcük yeterli gelmez'
Robin Sharma
Hem, -sözüm meclisten dışarı- okur denilen varlığa ne kadar, nereye kadar güveneceğiz? Sizin hayatınıza ait bütün meraklarını giderdikten sonra eyvallah deyip gitmeyeceğini kim söyleyebilir? Bir heveskârdan başka nedir okur? Siz 'paylaştıkça' daha fazlasını, daha fazlasını istemeyecek mi? Bu daha fazlanın sınırını nasıl çizeceksiniz? Sizin bütün kalelerinize girdikten, bütün hülyalarınızı zaptettikten sonra yazdıklarınız onun için ne anlam ifade edecek? Hayır, bir şey ifade etmeyecek. Fethedilmiş bir ülkesiniz artık onun için, yolgeçen hanısınız... Oysa bu lezzeti bir eserinizi okuyup bitirdiğinde tatmasını isterdiniz onun. Sonra bir başkasını beklemenin sabırsızlığı...
"Benim yazarlarım, şairlerim birer adadır. Bütün bilinirliklerine rağmen ada. Henry David Thoreau, Rilke, Bachmann, Neruda, Necatigil, Sezai Karakoç, Sabahattin Ali, Oğuz Atay, Salah Birsel...
Ben de öyle olmak, öyle kalmak isterim. Keşfedilmemiş yanlarım olsun, hiçbir okurun yolu geçmesin oradan. Hiçbir el değmesin düşüncemin, hayalimin o köşesine. Oradan, o kuş uçmaz, kervan geçmez adadan yazdıklarım, gidip bulsun birilerini bulacaksa. Onlar da desinler, biri var uzakta, belli belirsiz, varla yok arası, oradan yazıyor. Beni buralarda aramayın o zaman. Oradan konuşalım konuşacaksak, uzun konuşalım, aradaki boşluklarla ve daima susarak."
Dünya
Cemal Süreya, "Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu."
Sayfa 53 - kapı
yarın gidiyorum, şakımayın yıldızlar, sormayın
konuşalım demiyorum,
susarak da çoğalıyoruz ya
gizimi veriyorum bu eve, ağaca, akıp giden suya
günler zor olacak, görüşelim diyemiyorum
...
Sayfa 19Kitabı okudu
Gönlüm, sevgilinin gönlü ile beraber, dilsiz, dudaksız olarak feryad edip duruyor. "Susarak konuşma", işte böyle olur.
"Gel de birbirimizle candan konuşalım, kulaklardan, gözlerden gizli olarak söyleşelim.
Bağlar, bahçeler su ile değil, aşk ateşi ile yeşermede, gelişmede.
Birinci Cild Bölüm-17
"Gariptir insanoğlu; Yürümez, Sevmez, Mektup yazmaz, Ağlamaz, ve Duâ etmez.. Sonra da "mutlu olamıyorum" der.."
Kendi kalemimden
Güzel bir hayalim var benim
Evimin bir köşesi mescit olsun mesela
Seninle en güzel vaktimiz orada geçsin
Güzel şeylerden konuşalım
Susarak da anlayalım birbirimizi
Sobamız yansın
Işık saçsın pencere kenarında
Ben plak dinlemeyi çok severim
Kasetlerim de var mesela
En sevdiğimiz şarkıyı
Şiir kalemimizle geri saralım yavaşça
Çiçekler dikelim bahçemizin güneşe bakan kapısına
Kaidesi bozulmasın sevdanın
Aşk boş dillerin oyuncağı nasılsa
Nihat Korgan
Sustum
Susarak zehirlendim
Kasıldım sanrılar sancısından
Yüreğimde ölü cenilerim
Oturup konuşalım şunu. Bulsun kelimem kelimeni
Eğer uyku daha aziz esirlik daha ehven değilse
Bir deli akıl çırpınıyor aramızda
youtube.com/watch?v=UYiLmZ8...
Susarak konuşalım hatta haykıralım bakışarak, yeter otur karşıma ufkum gözlerin olsun...