Aşk olmayan evde, giderek azalıp yok olan bir par­füm, buharlaşarak uçup giden su gibi eşyanın ruhu da yok oluyor. Maddenin anlamı kalıyor geriye. Tek başına ve aşksız yaşayan bir adamın evinde ise eşya evin efendi­si kesiliyor. Musluklar bozuluyor, sandalyeler eklem yer­lerinden ayrılıyor, koltuklar ihtiyarladıkça ufalan insan­lar gibi küçülüyor sanki. Eşya yalnızlıkta çok ses veriyor. Beni aşka çok yaklaştıran kadına hak veriyorum. Aşksız beden insanı sadece üzer.
kaderim bu işte, her şeyin bozuğu, çürüğü, yanlışı bana geliyor.
Reklam
Ağladığını duyurmamak çok yorar insanı.
Sayfa 98 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada?
Sayfa 9 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ekmel bey garip bir şey söyledi bugün. "Ayrılmak bir solucanın ikiye bölünmesi gibidir," dedi, "bölündükten sonra tanımaz birbirini parçalar." "Bence gidenin, kalanın kucağında bir kucak kor bırakmasıdır," dedim. "Siz çok yanmışsınız," dedi. Diyemedim ki: isterdim, kucağında bir kucak korla kalan ben olayım.
Sayfa 71
Düşündüm, BİR HAYAT NEDİR? Başlar ve biter, BİR HAYAT NEDİR? Acı ve tatlıdır, unutulur hepsi, BİR HAYAT NE­DİR? Emin olmasam da 'hayat bir iz bırakmaktır’ diyebili­rim. Mezar taşı bir iz sayılır mı, emin değilim. Razı olan için mezar taşı bir izdir. Ben razı değilim. Gerçi elimden ne gelir?
Reklam
Kurgusunu bitirmeye çalışan bir saatti, zaman dolsun da çekip gideyim artık diyen.
Yaşamak her şeye rağmen bir iz bırakmaktır yeryüzünde. -Ben de yaşadım, sizin kadar!
Bir ev nedir? diye düşündüm: kardan yağmurdan korur insanı, penceresi vardır, dışarıya bakarsın, ama dışarıda değilsin, hem hayata aitsin, hem kendi fanusundasın. Yine de bir ev nedir?
Soğuk bir vedaydı diyemem, ama sıcak da sayılmazdı. Yanlış bir aşkı bitirir gibiydi daha çok. Sanki pişmanlıkla dolu bir teşekkür sundu bana ya da tersine, teşekkürle dolu bir pişmanlık.
Sayfa 126 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben de, hayata çaldığımız maya tutmadı abicim dedim gözlerimle. Güzel olacağından emin olduğumuz günlerin gelip bizi bulacağına inandığımız hayatımızı yarıladık çoktan. Güzel olacağından emin olduğumuz günler gelip bizi bulmadı.
Sayfa 125 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Belki de bir türlü yaşamadığımız için bu kadar büyüdü aşk," dedi, "aslında kısa bir şeydi, zamana yayıldı." Garip bir hikâye.
Sayfa 116 - Can YayınlarıKitabı okudu
'Benim suçum yok Derya' dedi. 'Varsa da bağışla artık. Suzan beni kaldırabileceğimden çok daha fazla sevdi. Ezildim.'
Sayfa 109 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama kucağında bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya, boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı."
Sayfa 104 - Can YayınlarıKitabı okudu
Nasıl olur, diyecektim, nasıl olur da bir erkeği bu kadar sevebilirsiniz, yüzünü satır satır hatırlarsınız, sesi içinizde yankılanır, size beni unut beni unut beni unut dememiş gibi, bir an bile unutmadan, hâlâ sevebilirsiniz? diyecektim, ağzımdan nasıl çıktı anlamadım: "Gençliğiniz haram olmuş desenize," dedim.
Sayfa 102 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.