Nazik, çirkin, sezgileri güçlü bir adam düşlemiştim, başını kaldırıp benim görmediğim bir şeyi görmüşçesine, yüreklendiren sesiyle "Hah!" diyecekti ve ben de ona ne kadar korktuğumu, ağzı olmayan havasız bir çuvalın derinliklerine tıkılıyormuşum gibi nasıl dehşete kapıldığımı anlatacak sözcükleri bulabilecektim.
Bu yaşam, beni ancak içimde esen rüzgarları, içimde seven sevgileri, içimde ölen ölümü, içimden taşmak isteyen yaşamı, sözcüklere dönüştürebildiğim zaman ve sözcükler, o rüzgara, o ölüme, o sevgiye yaklaşabildiği zaman dolduruyor.
I can never be all the people I want and live all the lives I want. I can never train myself in all the skills I want. And why do I want? I want to live and feel all the shades, tones and variations of mental and physical experience possible in my life.