Takrir-i Sükûn kanunları
1925 yılında Doğu illerinde Şeyh Sait isyanı çıkmış ve Kürtler bağım­sızlık eylemine girişmişlerdi. Ankara ve İstanbul'da da Hükümete karşı bir muhalefet eylemi vardı. Terakkiperver Cemiyeti kurulmuş, eski İttihatçılar örgütlenmeye yönelmişlerdi. İstanbul basını ise daha tek parti düzeni­ne alışamamıştı. Basında ileri geri her türlü eleştiri
Nimet ve rahmet-i İlahiyenin fiatı, şükürdür. Biz, şükrü hakkıyla vermedik. Evet rahmetin fiatını şükürle vermediğimiz gibi; zulmümüzle, isyanımızla gazabı celbediyoruz. Şimdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyan ile nev'-i beşer, tam tokada kendini müstehak etti ve dehşetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak. Emirdağ-1 - 32
Reklam
Küfür ve isyan ve seyyie tahriptir, ademdir. Halbuki azîm tahribat ve hadsiz ademler, bir tek emr-i itibarîye ve ademîye terettüp edebilir. Nasıl ki bir azîm sefinenin dümencisi, vazifesinin adem-i îfasıyla, sefine gark olup bütün hademelerin netice-i sa'yleri iptal olur. Bütün o tahribat, bir ademe terettüp ediyor. Öyle de küfür ve masiyet, adem ve tahrip nevinden olduğu için cüz-i ihtiyarî bir emr-i itibarî ile onları tahrik edip müthiş netaice sebebiyet verebilir. Zira küfür, çendan bir seyyiedir. Tılsımlar - 91
EZELÎ SIR: KADER Kamus der ki, “Kader, lügatte, ölçme, tahmin; ölçerek, tak­dir ederek, tayin; kelâmda Allah’ın iradelerini icradan yani kazadan evvel takdir etmesi, ölçmesi manasınadır. Kader, ezelden ebede kadar, câri ahval ve hadisatta hâkim olan küllî hükümdür: Kaderi ölçüp biçip hüküm vermek; kaza ise, bu hükmü infaz etmek, yani ezelden
Nimet ve rahmet-i İlahiyenin fiatı, şükürdür. Biz, şükrü hakkıyla vermedik. Evet rahmetin fiatını şükürle vermediğimiz gibi; zulmümüzle, isyanımızla gazabı celbediyoruz. Şimdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyan ile nev'-i beşer, tam tokada kendini müstehak etti ve dehşetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak.
Envar neşriyat
199 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
İstanbul'a vurulan "Kör Kazma"
İstanbul, tarih boyunca bünyesinde barındırmış olduğu medeniyetler sayesinde aslında bir “açık hava müzesi”dir. Etrafınıza dikkatli bakan biriyseniz eğer, gittiğiniz her yerde mutlaka bir kalıntı görebilirsiniz. Bu eserler, doğal olarak, tarihi yarımada diye adlandırdığımız Suriçi’nde daha yoğundur. Fetih sonrası Fatih Sultan Mehmet, vakıflar
İstanbul'un 100 Kaybolan Eseri
İstanbul'un 100 Kaybolan EseriFatih Güldal · İstanbul Büyükşehir Belediyesi · 20095 okunma
Reklam
83 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.