Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalbimden vuruyorsun Marias :)
... hayatta kaybettiklerimizin yerine başkalarını koyuşumuz, boşlukları doldurmak için gayret edişimiz, kadronun küçülmesini asla kabullenemeyişimiz, o kadro olmadan hayata katlanamayışımız, hatta neredeyse hayatta kalamayışımız, bir yandan da herkesi, dolayısıyla bizi de kapsayan bu evrensel ve sürekli ikame mekanizmasını ya da hareketini anladığımız ve ona katıldığımız, kötü taklitler olmayı kabullendiğimiz ve giderek kötü taklitlerle çevrili halde yaşadığımız için, vekâleten atandığımız boşlukları doldurmaya hazır oluşumuz korkunçtur.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Hayatta kaybettiklerimizin yerine başkalarını koyuşumuz, boşlukları doldurmak için gayret edişimiz, kadronun küçülmesini asla kabullenemeyişimiz, o kadro olmadan hayata katlanamayışımız, hatta neredeyse hayatta kalamayışımız, bir yandan da herkesi, dolayısıyla bizi de kapsayan bu evrensel ve sürekli ikame makenizmasını ya da hareketini anladığımız ve ona katıldığımız, kötü taklitler olmayı kabullendiğimiz ve giderek kötü taklitlerle çevrili halde yaşadığımız için, vekâleten atandığımız boşlukları doldurmaya hazır oluşumuz korkunçtur.
Sayfa 24
Reklam
İnsan ruhundan eksilmesi mümkün olmayan gerçek tapınma duygusu, hedefini yitirmişse, ruhun inanma ihtiyacı hakikisiyle doldurulamamışsa, Mâbûd-u Hakikinin yeri ruhta boş bırakılmışsa, bu boşluğu bu tür taklitler, karikatür olmaya lâyık görüntüler, kâbus ve yanılgı görüntüleri dolduracaktır. İnsanlar mutlak surette bir şeye inanmak ihtiyacındadırlar. Yoksa ruh muallakta kalır. Eğer inanılacak olanın gerçeğini bulamazlarsa, yalancısına sarılmakta tereddüt etmez insanlar.
Jestler
Konunun uzmanlarından Schober, bahsedilen destekleyici jestleri yedi farklı kategoride toplamıştır. Bunlar sırasıyla şu şekildedir: 1. Bir kelimeyi veya uzun bir ifadeyi vurgulama için kullanılan jestlerdir. Konuşmacı genellikle ritmik hareketlerle vurguladığı ve çoğunlukla özel taklitler uyguladığı bir konuşma esnasında fark edilmektedir. Örneğin el öne doğru vurabilir, bazen de konuşmacı yumruğuyla veya elinin kenarı ile masaya ya da kürsüye vurur. Bu jestler bazı şeyleri özellikle vurgulamak için ya da yumuşatmak için kullanılır. 2. Düşünce akışını veya bir planın hedefini den jestler. Bir konuşmacı bu şekilde belli bir konudaki teklifini anlatırken, basamak basamak hareket edeceğini söylemiş ve bunu elin dış yüzü öne gelecek şekilde bu konuşmasını desteklemiştir. 3. Nesne, yer ve olaylara dikkat çekmek için yapılan jestler. 4. Hacimsel varlıklara ve bağlamlara dikkat çekmek için kullanılan jestler. 5. Üzerinde konuşurken bir olayın ritmini ve tem- posunu resmeden jestler. 6. Bedensel bir eylemin veya mekanik bir oluşun konuşma esnasında taklidini yaparken oluşan jestler. 7. Sözlerle anlatılan şeyi beden-dilsel gösterebilmek veya kelimelerin yerine simgeleri koymak için kullanılan jestler. Örneğin konuşma esnasında hoş olmayan bir durumun oluşmasında parmağını dudaklara götürerek "sus" işaretinin yapılması ya da onaylama işaretinin yapılması.
Sayfa 156Kitabı okudu
(Wheeler aynı zamanda Rylands'ın yedeği, halefi ya da mirasıydı; hayatta kaybettiklerimizin yerine başkalarını koyuşumuz, boşlukları doldurmak için gayret edişimiz, kadronun küçülmesini asla kabullenemeyişimiz, o kadro olmadan hayata katlanamayışımız, hatta neredeyse hayatta kalamayışımız, bir yandan da herkesi, dolayısıyla bizi de kapsayan bu evrensel ve sürekli ikame mekanizmasını ya da hareketini anladığımız ve ona katıldığımız, kötü taklitler olmayı kabullendiğimiz ve giderek kötü taklitlerle çevrili halde yaşadığımız için, vekâleten atandığımız boşlukları doldurmaya hazır oluşumuz korkunçtur.)
Sayfa 23 - I AteşKitabı okudu
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Melek Sanmıştım Şeytanı
Evet bugün sizlere güzel bir Hüseyin Rahmi Gürpınar eseriyle geldim. Malumunuz yazar, dönemindeki diğer yazarların aksine daha mahalle ağzıyla yazan ve topluma yönelen bir kalemdir. Bu eserin içerisinde bulunan 7 hikayede de toplumun aksak yönlerini edebi bir anlatımla eleştirmiştir. Melek Sanmıştım Şeytanı hikayesinde karısını evin hizmetkârıyla aldatan kocanın telaşını, Şehirde Bir Şekavet hikayesinde boş kiralık eve bir gece vakti çöken çapulcuları, Allah Gönlüne Göre Versin hikayesinde fakir dostuna 1 lira vermekten yüksünen beyin, sonra nasıl daha fazla zarara düşeceğini, Misafir hikayesinde hasır eskiten misafirlerin yüzsüzlüğünü, Dağların Şenliği hikayesinde eski zamanlarda çingenelerin gezdirdikleri ve türlü taklitler yaptırdıkları ayıları, Ahlak Humması hikayesinde karısını aldattığı halde pişkinlikte sınır tanımayan ve karısının onu aldattığından şüphelenen beyi ve son olarak Asansör hikayesinde herkesçe çirkin görülen bir hizmetkarın çileli hikayesini anlatıyor. Okumalarınız arasına rahatlıkla sıkıştırılabilecek bir eser. @dorlionyayinlari kitap kapağı tasarımına bayıldım lakin eserde çok fazla yazım ve noktalama hatası var. "Bambaşka" kelimesinin "bam başka" yazılması gibi çok bariz hatalar olunca biraz göz zevkinizi bozuyor bu hatalar. Umarım bir sonraki baskısında düzeltmeler yapılır.
Melek Sanmıştım Şeytanı
Melek Sanmıştım ŞeytanıHüseyin Rahmi Gürpınar · Dorlion Yayınları · 2022894 okunma
Reklam
hayatta kaybettiklerimizin yerine başka­larını koyuşumuz, boşlukları doldurmak için gayret edişimiz, kadro­nun küçülmesini asla kabullenemeyişimiz, o kadro olmadan hayata katlanamayışımız, hatta neredeyse hayatta kalamayışımız, bir yan­dan da herkesi, dolayısıyla bizi de kapsayan bu evrensel ve sürekli ikame mekanizmasını ya da hareketini anladığımız ve ona katıldığı­mız, kötü taklitler olmayı kabullendiğimiz ve giderek kötü taklitlerle çevrili halde yaşadığımız için, vekaleten atandığımız boşlukları dol­durmaya hazır oluşumuz korkunçtur.
"...hayatta kaybettiklerimizin yerine başka­larını koyuşumuz,boşlukları doldurmak için gayret edişimiz....kötü taklitler olmayı kabullendiğimiz ve giderek kötü taklitlerle çevrili halde yaşadığımız için, vekaleten atandığımız boşlukları dol­durmaya hazır oluşumuz korkunçtur."
Sayfa 25 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"...hayatta kaybettiklerimizin yerine başka­larını koyuşumuz,boşlukları doldurmak için gayret edişimiz,kadro­nun küçülmesini asla kabullenemeyişimiz,o kadro olmadan hayata katlanamayışımız, hatta neredeyse hayatta kalamayışımız, bir yan­dan da herkesi, dolayısıyla bizi de kapsayan bu evrensel ve sürekli ikâme mekanizmasını ya da hareketini anladığımız ve ona katıldığı­mız, kötü taklitler olmayı kabullendiğimiz ve giderek kötü taklitlerle çevrili halde yaşadığımız için, vekaleten atandığımız boşlukları dol­durmaya hazır oluşumuz korkunçtur."
Sayfa 25
İnsan ruhundan eksilmesi mümkün olmayan gerçek tapınma duygusu; hedefini yitirmişse, ruhun inanma ihtiyacı hakikisiyle doldurulmamışsa, Mabud-u Hakiki'nin yeri ruhta boş bırakılmışsa bu boşluğu bu tür taklitler, karikatür olmaya layık görüntüler, kabus ve yanılgı görüntüleri dolduracaktır. Yoksa ruh muallakta kalır. Eğer inanılacak olanın gerçeğini bulamazlarsa, yalancısına sarılmakta tereddüt etmez insanlar.
Reklam
Harp Okulunda öğrencilere silah verilmezdi. Silah verilse mermi verilmezdi. Hatta hoca bazen mavzer tüfeğini tahtaya çizip tarif ederdi. Edirne Harbiyesi’nde süngü yerine, boyanmış, yaldızlanmış, tahtadan süngü taklitler verilirdi. Çünkü Abdülhamit, Harbiye’nin silahlı oluşundan korkardı.
Sayfa 175 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Hayatta kaybettiklerimizin yerine başkalarını koyuşumuz, boşlukları doldurmak için gayret edişimiz, kadronun küçülmesini asla kabullenemeyişimiz, o kadro olmadan hayata katlanamayışımız, hatta neredeyse hayatta kalamayışımız bir yandan da herkesi, dolayısıyla bizi de kapsayan bu evrensel ve sürekli ikame mekanizmasını ya da hareketini anladığımız ve ona katıldığımız, kötü taklitler olmayı kabullendiğimiz ve giderek kötü taklitlerle çevrili halde yaşadığımız için, vekaleten atandığımız boşlukları doldurmaya hazır oluşumuz korkunçtur.
Sayfa 24 - Metis KitapKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.