neesa

Reklam
ah! anneciğim! anneciğim! gönlüme niçin bu kadar iyilik verdin? fikrimi niçin bu kadar açtın? şimdi kızını görsen okuttuğuna pişman olurdun. benim gönlüm öyle büyük duygulara nasıl dayansın? benim beynim öyle geniş geniş düşüncelere nasıl tahammül etsin?
Sayfa 3
hepimizin kafasının içinde her daim hikayeler anlatan bir ses yok mu?
Sayfa 113

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
amacım sizi yapıştırdığınız etiketlerin ne kadar doğru veya ne kadar yanlış olduğu konusunda ikna etmek değil. söylemek istediğim, hiçbir etiketin, hiçbir sıfatın, hiçbir genellemenin bütün olarak kim olduğumuzu kapsayabilecek kadar zengin olmadığı.
Sayfa 93
böyle müşkül zamanlarda, ne yapacağını bilmediği ve düşünmek kendisine güç geldiği anlarda müracaat ettiği bir çare vardı: kaçmak...
Sayfa 122
Reklam
herkes ne diyecek?.. fakat bu âna kadar herkesten ne gördüm ki... bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı?
Sayfa 105
birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş.
Sayfa 105
zaten ömer, bütün patavatsızlığına rağmen, kendisinden bir şey isteyen bir insana ret cevabı vermeyi hemen hemen asla beceremeyen kimselerdendi.
Sayfa 113
o beni kurtarıp temizleyecek derken galiba ben onu kendi ruhumun korkunç dünyasına çekeceğim.
Sayfa 142
içimde bu ürkek dünyayı yaratan onun korkusu... ben bu değilim... ben başka bir şeyler olacağım... yalnız bu korku olmasa... hiçbir şeyi bana tam ve iyi yaptırmayacağına emin olduğum bu şeytandan korkmasam...
Sayfa 43
Reklam
demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmektense hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
Sayfa 32
suiniyeti esas olarak kabul eden ve bur insanın dürüst, samimi ve namuslu olabileceğine ihtimal vermeyen bir kimseye karşı kendini müdafaa edebilmenin hazin imkansızlığı onun elini kolunu bağlamıştı.
Sayfa 26
sen de olmasaydın ölürdüm suat...
Sayfa 15
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.