Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ankara
Bugün hayatımın en mutlu anlarından ve farkındalıklı günlerinden biriydi.. Çok anlamlı olduğunu düşündüğüm ve benim kendi heyecanımı bastırabildiğimi düşündüğüm anlarından biriydi  Elimde detaylıca altları çizilmiş hayallerle süslenmiş dizeleri olan Kürk Mantolu Madonna kitabı vardı.. Ankara Kızılay da herkes koşuşturma bir dert bir tasa havası
Başka biri olacaksın istemesen de Tenine başka bir ten dokunduğunda Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle Başka bir nefesle karıştığında nefesin Başka biri olacaksın istemesen de Gece uykunda ya da gün ortasında İrkileceksin apansız bir duyguyla Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi Başka biri olacaksın istemesen de Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin Tüketecek ömürlerini birer birer Değişecek yeri bir dolabın, pencerede bir çiçeğin Başka biri olacaksın istemesen de Dudaklarında benden sonraki bir çizgi Tanımadığım bir ton gülüşünde Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin Sonra, sonra artık başka birisin
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Tanımadığım Ten - Ahmet Aslan
yalnızca bir kırıntıydın içime ilk düştüğünde,vakitsiz anda bilmediğim bir neden beni alıp götürdüğünde o yerlere... keder ve budalılıktan başka yaşamın anlamı varmıydı,varmıydı ? youtube.com/watch?v=faapL7D...
13. HİKAYE TAMAMLAMA ETKİNLİĞİ - HİKAYEMİZİN TAMAMI part-1
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
UYUYAMIYOR MUSUNUZ
UYUYAMIYOR MUSUNUZ? Yatağınıza girdiniz. Tanıdığınız eşyalar arasında kendi kokunuz ve anılarınızla dolu çarşaflar, battaniyeler arasına yerleştiniz, başınız yastığınızın tanıdık yumuşaklığını buldu, yana döndünüz, bacaklarınızı karnınıza çekerken boynunuzu öne eğdiniz, yastığın serin yüzü yanağınızı serinletti: Birazdan, birazdan uyuyacak,
Önsöz
1974 yılının kasım sonuna doğru Paris'ten bir arkadaşım beni arayıp Lotte Eisner'in çok hasta olduğunu ve muhtemelen öleceğini söyledi. Olamaz, dedim, şimdi ölemez. Alman sineması şu an onsuz yapamaz, bu önemli kadının ölmesine izin veremeyiz. Bir ceket, bir pusula ve gerekli malzemelerle dolu bir kamp çantası aldım. Çizmelerim o kadar sağlam ve yeniydi ki yüzümü kara çıkarmayacaklarına emindim. Yaya olarak oraya ulaşırsam onun hayatta kalacağına dair sağlam bir inançla Paris'e giden en kestirme yola koyuldum. Zaten kendimle baş başa kalma ihtiyacı da duyuyordum. Yol boyunca yazdıklarım okurlar için değildi. Şimdi, neredeyse dört yıl sonra, bu küçük not defterini elime alınca, beklenmedik bir hisse kapıldım ve bu metni tanımadığım kişilere gösterme arzusu, yabancı gözlere kapıyı ardına kadar açmanın dehşetine ve çekingenliğine baskın geldi. Sadece bazı çok özel değiniler çıkartıldı. -Werner Herzog Delf, Hollanda, 24 Mayıs 1978
192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.