Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Türkiye'de herhangi bir türde herhangi bir kitabın eleştirisini yapmak/yapabilmek başlı başına büyük bir iş. Bir metni, yazıldığı türün içinde değerlendirmeye tabi tutmaya, eserin olumlu olumsuz yanlarını söylemeye, ele alınan esere değer biçmeye tenkit/kritik/eleştiri deniyor. Eleştiride macun varsa kimsenin sesi çıkmıyor fakat en ufak olumsuz değerlendirme varsa eleştirmen, eser sahibi yazar ve müritleri tarafından yoğun bir ateşin altına alınıyor. Bu nedenle kimse bir metni veya herhangi bir sanat eserini kritik etmeye yanaşmıyor. Hal böyle olunca körler sağırlar birbirini ağırlar misali fasit bir daire içinde dönüp dolaşıyoruz. Kimse ne olduğunun ve ne işe yaradığının farkında olmadan yaptığı hataların aynısını yıllarca yapmayı sürdürüyor.Değerlendirme yoksunluğu gelişimi kısır, bakışı kör, anlayışı kıt nesillerin yetişmesine neden oluyor. Yusuf Hakan Erden'in kitabı Türk eleştiri literatüründe çok önemli bir yer edinmeye aday oldukça yetkin bir eser. Bir tarih metni nasıl kritik edilir öğrenmek istiyorsanız okumanızda fayda var.
Hoca bazı "tarihçi"lerin ipliğini pazara çıkarıyor. Okurken yer yer ülkemiz akademik kalitesi için üzülürken yer yer hayretler içinde kalıyorsunuz. İlk okuduğum eserinden sonra tüm kitaplarını edindiğim nadir yazarlardan...
Tarih-Lenk
Eleştiri kültürümüz ne yazık ki gelişmemiş bir durumda. Ne eleştirirken düzgün bir çizgimiz var ne de eleştirilmeyi kaldırabilecek bir bünyemiz. Hele iş bilimsel anlamda eleştiriye gelince iş içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor.
Millet olarak ilgi alanlarımızın en başlarında olan bilim dalı ise tarih. Tarihe karşı öyle bir ilgimiz var ki ne onunla ne de onsuz oluyor. Bazen her söylenene inanırken gün geliyor ak gibi doğru olana inanmıyor kara gibi yalan/yanlış olan bilgilerin peşinden gidiyoruz. Genellikle ise -okumayı fazla seven millel olmadığımızdan kaynaklı olsa gerek- duyduğumuza daha çok inanıyor, bilginin peşinden gidip fazla araştırma yapmıyor ve bize verilenle yetiniyoruz. Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek görmüyorum zira bilginin peşinden gidenler çok yol aldı bile...
Kitabımıza dönecek olursak, daha önce okumadığım bir tarz. Genelde kitap içinde yazarların önerilerini desteklerken bir iki farklı yazar ve eserini eleştirdiğinr şahit olmuştum. Bu kitap ise başından sonuna kadar eleştiriyi merkezine alarak yanlış gördüğü konuları enine boyuna eleştirerek okuru bilgilendiriyor.
Eleştirilerini farklı konular altında ele alan yazar, sadeleştirme, çeviriyazı, hatalı bilgiler verme, referans göstermeme, aynı yazarların aynı konuları değişik edisyonlarda işlemesi, intihal metinler ve son olarak uydurma metinler üzerinde durarak eleştirilerini yazıya dökmüş.
Yazarın konuları titizlikle işleyerek eleştirdiği yazarlar arasında Ahmet Akgündüz, İlber Ortaylı, Yusuf Halaçoğlu, Halide Edip, İsmet Bozdağ gibi yazarlar/tarihçiler yer alıyor.
Tarih okumalarıma farklı bir yön veren kitap oldu kendileri.
"Lenk", aksak, topal anlamlarına geliyor. Bu anlamıyla "Tarih-Lenk", aksak bir tarih anlatısının adı oluyor. Kitap her ne kadar tarih kitaplarını hedefine koysa da pekâlâ bir bilimsel araştırma yöntemi kitabı olarak da okunabilir. Yazar, bir Sherlock Holmes titizliğiyle, Türkçe yazılmış, Türkçeye çevrilmiş veya sadeleştirilmiş kitaplardaki, bilgi, referans, anlatım gibi özellikler bakımından yapılmış hataları bir bir, orijinal metinlerle karşılaştırmalı olarak ele alıyor. Kitapların içeriği dışlarına yansısa bu kitap ateş gibi yanardı sanıyorum. Öyle böyle değil, Türk tarih yazımına adı geçmiş kimlerin ne hataları var bu kitapta; bilgi, çeviri hataları, uydurma metinler, intihal faciaları, referans verme hataları ve daha neler neler. Bu kitabı okuyan birisi, bir şey yazarken artık 40 kez düşünecek, vereceği bilgiyi birkaç yerden teyit edecektir. Gerçi, bu kitap okunmasa da aynı titizlik gösterilmeli ama... Kitabın dili oldukça eğlenceli. Yazarın iğneleme zekâsına hayran olmamak elde değil, konu başlıkları da bunun işaretini veriyor. Bir şeyler yazan herkesin okuması gereken bir kitap. Yazmak, hele ki bilgi vererek yazmak, yazdım demekle olmuyormuş. Kitabın kapak resmi de ayrıca övgüye değer. O uçak nedir öyle? :) Hatalar üzerine yazılmış bir kitapta ne yazık ki, ben de bir hataya rastgeldim. Kitabın 257. sayfasında, kaynağından Hicri 881 olarak gösterdiği tarihi eleştirirken 888 olarak yazmış. Basım hatasıdır.
Yusuf Hakan Erdem / Tarih-lenk.
Kusursuz Yazarlar, Kağıttan Metinler.
Yusuf Hakan Erdem, 1962 yılında dünyaya gelmiştir. Boğaziçi ve Oxford Üniversitelerinde öğrenim görmüş, 1993-2002 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmıştır. Y. Hakan Erdem, akademik hayatını Sabancı Üniversitesinde sürdürmüştür.
Önemli tarihçilerin veya tarihe meraklı yazarların, yayınlamış oldukları ilmi eserlerde yaptıkları hataları göz önüne seren bir eserdir. Tarih ilmi kendi yöntemleri olan bir bilim dalıdır. Bir eser yazılırken ilmi çalışma yöntemlerine uyulması beklenir. Farklı gerekçelerle olsa dahi yazılan eserlerdeki ilmi eksiklikler, kuralsızlıklar yazarın dikkatinden kaçmamış örnekleriyle anlatılmıştır. Mete Tunçay, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Abdurrahman Güzel, Soner Yalçın, Yılmaz Öztuna, Ahmet Akgündüz, İlber Ortaylı, Halide Edip, İsmet Bozdağ gibi tarihi eserler veren şahsiyetlerin yazdıklarındaki eksiklik ve tutarsızlıklar eser de dikkat çekmektedir. Aslında hoca, bu eseri yazarken ilmi çalışma yöntemleri hakkında bilgi de vermektedir.
Tarihçilerin veya tarihe meraklı olup ama kesin bilgi sahibi olmak isteyenlerin okuması gereken bir eserdir.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Çok önceleri Kitab-ı Duvduvani'siyle tanıdığım sonra Tarih-lenk ve Unomastica Alla Turka'sını da çok beğenerek okuduğum yazarla çeşitli zamanlar ve çeşitli konularda ropörtajlar yapılmış, bunların derlediği kitabın sonunda da Hakan Erdem'in Cornell H. Fleischer ile yaptığı bir röportaj var. Tarih, tarihçilik, kurgu üzerine olan bölümler ufuk açıcı.
Romanlarına dair yapılan soru cevap bölümlerinde onlara ve genel anlamda kurguya bakışını öğrendiğimiz yazarın eserlerine dair yaptığı değerlendirmeler bende kitaplarına yeniden bakma isteği uyandırdı. Özellikle Duvduvani'nin sonunu satırlar arasına şifreleyerek sakladığı bölüm bir yazarın romanın gizli çekmecelerini açışı gibiydi.
Tarihçi Hakan Erdem, bu kitabıyla tarihçilerin ya da tarihçilik iddiasında bulunanların eserlerinde bulunan bilgi hatalarını, intihalleri, sadeleştirme hatalarını, baskılardaki tutarsızlıkları ve uydurma metinleri örnekleriyle ele alıyor.
Özellikle tarih tahsili görmüş ya da görenlere tavsiye edebilirim.
"Haklı olanların hakkını hiçbir vakit kaybettirmedim. İntikamla hareket etmedim. Böyle bir hırsa hiç düşmedim. Allah'ın kullarına karşı şiddet ve zulümden sakındım. Bunlara karşı daima iyi kalpli, güler yüzlü davrandım."
-Aksak Demir
Bu kitabı okuyup bitirdikten sorna büyükçe
Sözden Kalanlar kitabı tarih ile ilgili yazarın söyleşi ve yorumlarının bir derlemesi olarak karşımıza çıkıyor aslında. Okuması zevk veren bir kitap. Yazarın söyleşilerinden ve röportajlarından bir derleme olduğu için kitapta bir sohbet havası hakim zaten. Sohbet esnasında tarih ile ilgili konulardan bahsedilirken yazar kendisinin Tarih Lenk ve Kitab-ı Duvduvani kitaplarına değiniyor ve bu kitapların bahsi geçiyor. Genel olarak tarih ve tarihçilik adlı bölümde kitabında da yazdığı eleştirilere cevap veriyor. Yaptığı eleştiriler çeşitli sayıltılara göre değilde ispatlı olarak yaptığının altını çiziyor. Tarih alanında bazı kilit isimleri de eleştiriyor. Eleştirirken kullandığı parametreler bence anlaşılabilir düzeyde ve söylemlerde haklıda. Ayrıca yazarın Tarih Lenk ve Kitab-ı Duvduvani kitaplarına karşı bir ilgim uyandı. Kitapları en kısa zamanda temin edip okuyacağım.
Sözden Kalanlar
Arkadaş tavsiyesi üzerine okuduğum bir kitap. Yusuf Hakan Erdem' i tanima açısından iyi bir derleme eser olmuş. Akademisyen olması hasebiyle kaynakçasız, dayanaksiz iddialarda bulunmamaya dikkat etmiş bir çok röportajında. Popüler tarihçilerin bir kaç kitap okuyup gerçeklikten uzak kitaplar yazdıklarını bunun doğru olmadığını ve bu minvalde eleştirilerini göreceksiniz röportajlarinda. Tarihe farklı açıdan bakmayı telkinde bulunuyor. Tarih-Lenk ve Kitab-ı Duvduvani adında kitapları da mevcut. Tavsiye edeceğim bir kitap.
Siz hiç tarihi distopya okudunuz mu? Ben okudum. Bu türün belki de tek örneği denilebilecek bir kitap. Hakan Erdem'in Tarih-Lenk kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı bu oldu. Kendisi halen Sabancı üniversitesinde tarih hocalığı yapıyor yazar.
Gelecekte 41.yüzyıl Türkiyesinde geçen kitapta koyunlaşan insanlar, insanlaşmaya çalışan koyunlar, etrafta yüzlerce Fatih Sultan Mehmed klonu, Napolyon, Büyük İskender, Aristoteles gibi tarihi karakterlerle Batılılaşma serüvenindeki Türkiye'yi anlatıyor.
Tarihte doğru bildiğimizi sandığımız ama doğru olmayan gerçekler, ilginç ayrıntılar, dikkat çekici bilgiler ve resmi tarih anlatımı dışında, alternatif tarih anlayışı
Bir tarihçinin ne yapması gerekiri yapılmaması gerekenler üzerinden anlatan, her bölüm "biz ne çöpler okumuşuz" dedirten tarih öğrencisinin okuması gerekenler listesinde başta olması gereken eser.