Atatürk'ün gazeteci kimliği ve merakı konusunda üzerinde durulması gereken bir diğer husus da yazdığı veya "dikte ettirdiği baş makaleler"dir. Atatürk, Cumhurbaşkanlığı döneminde çözmeye çalıştığı dış diplomatik meselelere ilişkin görüşlerini gazete makaleleri biçiminde kaleme almış, fakat bunlar başka yazar ya da gazetecilerin
Sayfa 145 - Truva YayınlarıKitabı okudu
imre Nagy’den kalan son ses 4 Kasım'da Yugoslav elçiliğine sığınmadan önce yaptığı son radyo konuşması:
'İçinde bulunduğumuz şıı son dakikalarda ihtilal liderlerinden isteğim şudur . Mümkün olduğu takdirde memleketi terketsinler... Hür dünyadan yardım istesinler ve şunu izah etsinler ki, bugün için kurban Macaristan'dır. Yarın, veya Öbür gün sıra diğer memleketlere gelecektir. Zira Moskova'nın emperyalizmi sınır tanımamaktadır ve gösterdiği sahte dostluk zaman kazanmak maksadını gütmektedir."
O gün bugün olanlar İmre Nagy 'niıı görüşlerini yanlış çıkarmamıştır.
İmkansıza talipken tarihten bir yaprak olduk
Dur ve dinle ! Yağmur nasıl da
Yağmur nasıl da hiçbir şey anlatmıyor aslında
Yağmura dair bir sürü şey söylemiştim ya sana
Hepsi palavra...
Devrim ’in 10 kasım 1970 tarihli sayısı ilginçtir. Fotoğrafları, karikatürleri ve yazılarıyla bütün sayfalarında genç subaylara “Haydi artık ne duruyorsunuz?” havası basılıyordu. Baksana manşete: “Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: Türk ulusu, ne vakit yükselmek istemişse, ona ordusu öncü olmuştur...” Manşetin bir yanında Eflatun Nuri’nin ağlayan bir Atatürk karikatürü. Öbür yanında, bizim gözümüzde Milli Kurtuluşçuluğun simgesi sayılan kalpaklı bir Atatürk deseni. Sayfanın dibinde yine tarihten bir yaprak: “Mustafa Kemal’in Harbiyesi: Atatürk ve arkadaşları gizli dernek kurmuştu.” Bu yazının içinde ise Atatürk’ü, elinde kılıç Harbiye öğrencisi olarak gösteren bir fotoğraf...
